İnsanoğlu, hayatta kalmıştır. Farklı filtrelerden ve zorluklardan geçmesinin ardından toplum kanısı, algısı ve fiziki formunda yaşanan dolaylı değişiklikler ile birlikte günümüze gelinmiştir. “İlkel” olarak betimlenebilen, ancak sadelikten doğan bir bakış açısınca en üst düzey yetimiz olarak kabul görebilecek içgüdülerimiz bizleri doğanın ve ardından bizlerin doğurduğu unsurlardan korumuştur.
Bugün sahip olduğumuz bu karmaşık beceri sisteminin içinde yer alan pek çok özelliği kullanmamamıza rağmen uyum sağlamayı çok iyi bilen insan vücudu kendini kısıtlayan durumlara bile bir şekilde ayak uyduruyor ve “kötü” durumları fizyolojik anlamda verimli hale getirmeye çalışıyor. Tüm gelişim ve değişimlerimizi göz önüne alarak bazı konuları özel olarak incelemek bizlere yeni kapılar açabilecek potansiyele sahip ve bu konuda güncel bir araştırma, dikkat çekici bazı bulgular elde etti.
İnsanların yüksek noktalardaki objelere ve noktalara ulaşabilmesini veya bir şeyleri fırlatabilmesini sağlayan dönen omuzlar ve esnek dirseklerin, primat atalarımız için doğal bir fren sistemi olarak evrimleşmiş olabileceği öne sürülüyor ki, yaşam mücadelesinde teknik becerileri ile öne çıkmış olan bizler için bu yetenekler çok büyük önem taşımaktaydı.
Spor simülasyonları için geliştirilmiş özel yazılımları kullanan araştırmacılar bu omuz ve dirsek yapısının genellikle Orta ve Batı Afrika'nın tropikal ormanlarında ve ağaçlık bölgelerinde bulunan, babun ve makakların da dahil olduğu “Cercopithecidae” ailesine dahil olan Mangabey türü maymunlarda nasıl işlediğini incelediler.
Dartmouth Üniversitesi araştırmacıları, Royal Society Open Science dergisinde yayınladıkları bir çalışmada, şempanzeler ve ilkel insanların, diğer türlere kıyasla daha ağır olan bedenlerinin ağaçlardan inişini yavaşlatmak amacıyla serbestçe hareket eden omuzlar ve esnek dirsekler geliştirmiş olabileceklerini öne sürdüler. Spor simülasyonları için geliştirilmiş özel yazılımları kullanan araştırmacılar bu omuz ve dirsek yapısının genellikle Orta ve Batı Afrika'nın tropikal ormanlarında ve ağaçlık bölgelerinde bulunan, babun ve makakların da dahil olduğu “Cercopithecidae” ailesine dahil olan Mangabey türü maymunlarda nasıl işlediğini incelediler. Sonuçlar, şempanzelerin ve Mangabeylerin ağaçlara, benzer şekillerde tırmandığını gösterdi, yani omuzları ve dirsekleri çoğunlukla vücuda yakın bir şekilde bükülmüş biçimde. Ancak tırmanışın ardından gelen adımı unutmamak gerek ki, bu da ağaçtan iniştir. İniş sırasında şempanzelerin diğerlerine göre daha ağır vücutlarını kontrol edebilmek amacıyla merdivenden inercesine kollarını başlarının üzerine uzatarak indikleri gözlemlendi.
Araştırmacılar, bu bulguların ve araştırmanın şempanze ve erken insanların evriminde aşağı iniş veya tırmanış olarak nitelendirebilecek hareketler bütünün önemini tanımlayan ilk çalışmalardan biri olduğunu belirtti. Mevcut araştırmalar, şempanzelerin ağaçlara tırmanma ve gezme davranışını gözlemlemişti, ancak araştırmacıların vahşi doğada çektiği kapsamlı videolar, bu hayvanların ağaçtan inme konusuna nasıl uyum sağladığını incelemelerine olanak tanıdı. Bir paranın iki yüzü misali bir örnek teşkil eden bu durum bizlere ne kadar çok şeyi gözlem sırasında istemsizce görmezden geldiğimizi hatırlatıyor ve belli bir farkındalık seviyesinin bizlere neler kazandırabileceğini de gösteriyor.
Şempanze ve Mangabey kol anatomisini ve yapısını incelemek için Harvard Üniversitesi ve Ohio State Üniversitesi'ndeki iskelet koleksiyonlarını kullanan araştırmacılar, Şempanzelerin omuzlarının yapısının omuz çıkmalarına daha yatkın olsa da yüksek bir hareket kapasitesi sağladığını belirtti. Mangabeyler ve diğer maymunlar ise kedi ve köpek gibi dört ayaklı hayvanlara daha çok benzeyen derin “armut” şeklindeki omuz yuvalarına sahipti ve dirsek kemikleri de uzunluklarından dolayı kollarını başlarının üzerinde düz biçimde kaldırmaları güçtü. Bu eklemler daha sağlam ve istikrarlı olsa da sınırlı bir esneklik ve hareket aralığına sahipti ve yapılarından dolayı “L” şekline benziyorlardı.
Araştırmanın sonuçları, şempanzelerin aşağı inişteki omuz ve dirsek açılarının tırmanıştan çok daha yüksek derecelerde olduğunu ve buna kıyasla Mangabeylerin omuz ve dirseklerinin iniş ve tırmanış sırasında çok ufak bir farkla, neredeyse aynı açıda kaldığını gösterdi.
Hareket kabiliyeti miktarının evrim sürecinde hayatta kalışa etkisinin ne yönde olduğu anlaşılması şu an için zor olan bir konu ve diğer türlere göre daha ağır olanların inişlerinde bahsi geçen tip özellikler sergilemesinin ağırlığa bağlı bir enerji koruma ve verimliliği arttırma sistemi olup olmadığı hala tartışmaya açık yani daha fazla çalışma gerektiriyor.