Kabul edilen tarih devirlerine ve gezegenimizde yaşamış olduğuna inanılan canlılar arasında genellikle daha çok tanınan ve popüler kültürde daha fazla yer tutan, ikonikleşmiş varlıklar olan dinozorlar Mezozoik Çağ’ın ilk bölümü olarak belirlenen Triyas Dönemi’nin sonlarında yani günümüzden ortalama 230 milyon yıl önce ortaya çıktılar ve hakkında farklı teoriler olan ancak büyük ölçüde bir kitlesel yok oluş olduğunda hemfikir olunan bir olay nedeniyle günümüzden 65 milyon yıl öncesinde yok oluşa geçene dek dünya üzerinde baskın olan varlıklarını sürdürmeye devam ettiler. Fakat dinozorlardan önce yaşayan canlılar hakkında popüler kültür referanslarına rastlamak bir hayli zor ama buna rağmen bu canlılar bizlere yaşadığımız dünyayı anlama konusunda yardımcı olabilir.

                Rinkozorlar (Rhynchosaur) dinozorlardan önce yaşamış ve tipik olarak koyun veya keçilere yakın boyutlarda olduğu belirlenen bir grup canlı. Rinkozorlar, Triyas döneminin günümüzden 250 milyon ila 225 milyon yıl önceye denk gelen kısımlarında yaşamış ve kalıntılara göre dinozorlar ile aynı anda var olmamışlar.

                Bristol Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen yeni bir çalışma modern teknikler ve detaylı analizler sayesinde bu canlıların yaşam ve beslenmelerine ışık tutuyor. Araştırmacılar inceledikleri Rinkozor iskeletlerinde ilginç bazı diş aşınmalarıyla karşılaştılar ve bu aşınmaya bağlı bir genelleme yapılabileceğini fark ettiler. Beslenme alışkanlıkları pek çok bitkiyi kapsayan Rinkozorlar bazı sert bitkileri de tüketiyordu. Çene ve dişleri sert bitkileri öğütebilecek şekilde gelişmiş olsa bile bu canlıların yaşları ilerledikçe sert bitkileri çiğnemenin yarattığı hasarı onaramamaya başladıkları ve yiyeceklerini aşınarak git gide çene kemiğine yaklaşan diş tabakalarıyla yemek zorunda kaldıkları ortaya çıktı. Aşınan dişlerin yerine yenilerin oluşabilmesi için çenenin arkasına kayan bir diş sistemleri olmasına rağmen ilerleyen yaşlardan bu mekanizma verimini yitiriyordu ve bu canlılar yemeklerini çene kemikleriyle öğütmeye çalışıyorlardı. İklim değişiklikleri nedeniyle eğrelti otu gibi sert bitkileri daha sık yemek durumda kaldıkları tahmin ediliyor. Bu bilgiler analiz edildiğinde Rinkozorların diş aşınmasından dolayı yemek yiyememeye başlayarak açlıktan öldükleri tahmin ediliyor.

                Var oldukları zaman aralığında değişen iklim ve buna bağlı olarak değişen beslenme alışkanlıklarının diş ve çene yapısı üzerindeki etkisinin bir canlı türünün geleceğini nasıl etkilediğini görmemizi sağlayan bu araştırmayı inceledikten sonra insanlığın yaşadığı benzer bir durumdan bahsetmek bizlere farklı bir bakış açısı sunabilir çünkü avcı-toplayıcı yaşantı sırasında beslenme alışkanlıkları büyük çoğunlukla et ve diğer hayvansal ürünlerden oluşan bizler, diş ve çene sağlığını koruyacak nitelikte, sert ve iyi derecede çiğneme gerektiren yiyecekler ile beslenme düzenimizden tarım bazlı hayata geçtiğimizde yiyeceklerin yumuşaması, daha az çiğnenme gerektirmesi ve karbonhidrat tüketiminin artması ile bakterileri besleyen bir ortam oluşumu nedeniyle diş aşınması ve çürümesinin hızlı artışı insanların genel sağlık durumunu kötüleştirmiş olduğu veya sağlık problemleri ile karşılaşma ihtimalini arttırdığı çıkarımı yapılabilir.