Dolar kurunun hızlı artışı sonrası fiyatı artan ürünler içerisinde un da bulunuyor. Son iki haftada 50 kilogramlık un çuvalının fiyatı 360 liraya çıktı. Un fiyatlarındaki bu hızlı yükseliş nedeniyle fırıncılar ne yapacağını şaşırırken, ekmek fiyatının artması gündeme geldi. Fırıncılar devletten çözüm beklerlerken, örneğin Erzurum'da geçenlerde protesto amaçlı ekmek üretimi azaltıldı, İzmir’de fiyat 2,5 lira oldu. Un altın gibi… Ekmek Üreticileri İşverenleri Sendikası Genel Başkanı Cihan Kolivar; yüksek un fiyatları nedeniyle fırınların un alamamaya başladıklarını ve böyle giderse ekmek üretiminin büyük riske gireceğini söylüyor. Pazar günü için 305 liraya aldıkları una pazartesi için 360 lira istendiğini söylüyor. Liranın dolar/euro gibi yabancı para birimlerine göre değer yitirmesi ithal edilen tarımsal girdi fiyatlarını vurdu. Bir de dünyada artan petrol ve doğalgaz fiyatları Türkiye’de de enerji, akaryakıt, petrol ürünleri ve taşıma maliyetlerini de arttırınca tarım girdilerinin fiyatları ok gibi fırladı. Gübre fiyatları anormal arttı… Hem kurun artışı hem de uluslararası piyasalardaki üretim ve tedarik sıkıntısı nedenleriyle gübre fiyatlarına 16 ayda 35 kez zam geldi. Üre gübrenin fiyatına geçen Ekim’de günü 600 ile 1000 lira arasında zam geldi. TÜİK verilerine göre bile gübre fiyatlarında yüzde 71 artış yaşandı. Üreticinin kullandığı hammaddenin yüzde 85'i ithal ediliyor. Yılda 5.5 milyon ton katı gübre kullanımı var. Bunun için 1.5 ile 2 milyar dolarlık ithalat yapılıyor. Bir ton gübre almak için 4.5 ton mısır satmak gerekiyor. Devlet süt, gübre, yem satar mı diye fabrikaları satarsan işte böyle elin oğluna-kızına muhtaç olursun. Bu durumda çiftçiler ya ekim yapmayacak ya da az gübre kullanacaklar. Yani üretmemenin maliyetini hesaplıyorlar. Üretirse zarar edecekse neden tarlasını eksin ki? Benzer durun buğday üretiminde de yaşanıyor. Buğday üreticileri de girdi maliyetlerinin yüksekliğinden yakınıyorlar. Bu yıl buğday rekoltesi düşük oldu. Gelecek yıllarda da üretimin düşeceği belirtiliyor. Buğday azsa un da saman da az. Ekmek yapımında kullanılan maya, tuz, enerji, poşet, kağıt, kirave su fiyatlarına da zam geldi. Fırıncılar bu durumda zammın kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar. Bir de kayıt dışı çalışan fırınlar ile kayıt dışı çeşitli adlar altında ekmek, lavaş üretenler bulunuyor. Bunlar da ekmek fiyatlarını sabote ediyorlar. Ekmek üzerinden siyaset… Ancak ekmeğe zam denince fırıncılar hedef oluyorlar ve hemen günah keçisi ilan ediliyorlar. Çünkü ekmek halkın en temel gıda maddesi ve hemen hemen bütün siyasiler ekmek üzerinden siyaset yapıyorlar. Onlar da ekmeğin yanı sıra kapasite açıklarını kapatmak ve ayakta kalmak için için daha fazla gevrek, kurabiye, poğaça ve pasta üretiyorlar. Ancak son dönemde gelen zamlar ve vatandaşın alım gücünün de düşmesi nedeniyle bu ürünlerde de aradıklarını bulamıyorlar. Diğer yandan bu yıl üretimdeki azalış sadece huhubatta değil,yaş sebze ve meyve üretimini de vuracak. Bu da yoksulluğun artmasına neden olacak. Eyvah ki eyvah…