Türkiye’de tüketici olmak, cesaret ister. Herkesin tüketici olduğu düşünüldüğünde, aslında tüketilenin ne kadar önemli olduğu, daha iyi irdelenebilir. Gıda hileleri ve taklit gıdalar, Türkiye’de yeni değil ki, eskiden beri zaten vardı. Ancak nüfusun artması, insanların gelir düzeyinin azalması ve piyasadaki vahşi rekabet ile birlikte fazlalaştı. Bizler artık ne yiyeceğimize karar vermek için oldukça zorlanıyoruz. Bunu zorlaştıran nedenlerden birisi de, deprem konusunda kafa karıştıranlar gibi, gıda konusunda uzman olan ya da olmayanların söylemleri. Medyada gıdalar ile ilgili spekülasyonlar, suçlamalar, inkarlar ve bilgi kirliliği gırla gidiyor. Örneğin ben gıdacı olmasaydım kime inanacağımı inanın bilemezdim. Hadi birçoğumuz bunları bilmeden yiyoruz diyelim, ama devlet ne yapıyor, kontrol mekanizmaları yok mu, ya da yeterince kontrol edemiyor mu? Kontrol edilse sahte, taklit gıdalar satılır mıydı? Yorumu size bırakıyorum. Bakınız gıda güvenliği; “çiftlikten sofraya, üretiminden tüketimine kadar olan bütün aşamalarda gıdaların, yasal düzenlemelere uygun olarak ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretilmesi, işlenmesi, amacına uygun olarak korunması, etiketlenmesi, satılması ve tüketilmesi” olarak tanımlanıyor. Ancak bu böyle oluyor mu? Olmadığını yukarıda anlattık. Çünkü kontrol edilen ve kontrol edilemeyen birçok faktör gıda güvenliğini bozuyor. Bu faktörler arasında bulunan fiziksel etmenler ve mikrobiyolojik etmenler bunlardan önlem alınabilinenleri. Ancak kimyasal etmenler olarak anılan kalıntı ve kontaminantların (bulaşanlar) önemli bir kısmının kontrolü zor. Gıda maddesinin yapısında doğal olarak bulunmayan üretim, depolama, paketleme gibi işlemler sırasında gıda maddesinin tat, koku, görünüm, yapı ve diğer niteliklerini düzeltmek veya arzu edilmeyen değişikliklere engel olmak ya da biyolojik değerlerini düzeltmek, kalitesini uzun süre korumak amacıyla kullanılan madde veya maddeler karışımına gıda katkı maddesi, bunların ürün içerisinde kalan kısmına da kalıntı deniyor. Bunun uluslararası literatürdeki ismi de rezidü. Yani üreticiler, işleyiciler bunları kendi elleriyle gıdalara katıyorlar. Tarım ilacı kalıntıları (pestisitler), antibiyotikler, parazit öldürücüler, hormonlar, deterjan ve dezenfektanlar gıdalarda bulunabilen kalıntılardan bir kaçı. Kontaminant ise; gıda üretim zincirinde bulunan ve ürüne istenmeyerek ya da kontrol edilmeyen koşullar altında bulaşanlar. Gıdalarda bulunabilen kontaminantlar arasında;  böcek kalıntıları, kemirgen tüyleri, ağır metaller, aflatoksinler, plastik monomerleri, dioksin ve furanları sayabiliriz. Diğer bir başka bileşen de “yeni tehditler” olarak adlandırılan “Genetiği değiştirilmiş tohumlar" (GDO). Bütün bunların karşısında biz ne yapıyoruz? Ucuz diye piyasadaki hileli, taklit gıdaları satın alıp sağlığımızın bozulmasına neden oluyoruz. Bunu bize yapanlar da ürünlerini rahatça satıp sefa sürüyorlar.