İnsan dünyaya geldiği andan itibaren etrafını tanımaya, olan bitenleri anlamaya çalışır! En çok merak ettiği, boşlukta asılı olan Dünyanın etrafında karanlıklar içerisindeki diğer gezegenler ve yıldızlar olmuş, zaman zaman Dünya üzerinde çeşitli bölgelerde yaşayan insan toplulukları, yıldızlara gezegenlere ilahlık atfedip, tapınmış ve yardım beklemişlerdir. Zamanla gelişen insanlık uzun zamandır uzayı anlamak, var olduğunu düşündüğü diğer yaşamları keşfetmek için çeşitli gözlemler yaparak bir takım gelişmeler kaydetmiş, geçen yüzyıldan başlayarak, ülkelerin yarış içinde, büyük masraflarla geliştirdikleri teknolojik araçlarla içinde bulunduğumuz evrenin bir bölümüne, 60 yılı aşan bir sürede dün olduğu gibi bu gün de uzay yolculukları yaparak anlamaya ve tanımaya çalışıyorlar. Hepimizin, “ne güzel insanlığın gelecekte daha iyi yaşayabilmesi için yapılan işlerde ilerleme kaydediyoruz” dediği bu araştırmalar sonundaki gelişmeler! aynanın görünen parlak yüzü. Peki karanlık arka yüzü nasıl gözüküyor dersiniz? Bu konuda yapılan bilimsel, teknolojik çalışmaların neler olduğu konusunda geniş bir bilgiye sahip olmasak da, (Yapay zekanın her sektörde kullanılması, akıllı robotlar, insan zihniyle kontrol edilen cihazlar, nanoteknoloji kullanım alanlarının çoğalması, kablosuz enerji dağıtımı, farklı gezegenlere gitmek, vs.) bu çalışmaların maliyeti ve insanlığa yarar ve zararları konusunda yaptığımız gözlemler, bir nebze de olsa fikir sahibi olmamıza imkan sağlıyor. Beraberce çok derinlemesine girmeden zararlarına ve yararlarına göz atalım. Ulaşım konusundan başlayalım; Akaryakıt ile çalışan motorların icadı sonrası, bu araçların üretilmesi ve yürütülebilmesi için gerekli olan maden ve petrolün (19. Yüzyıl’ın  ilk yarısından itibaren gelişen Avrupa sanayisinde artan seri üretimi enerji miktarını karşılamak, rekabet içine girebilme imkanı sağlayan petrol) ilk elden sahibi olabilme imkanını ellerinde bulundurmak ve sömürmek için, önce ekonomik, sonrasında, ürettikleri ve kitleleri  imhasında  kullanmaktan çekinmedikleri silahları ile milyonlarca (her iki Dünya Savaşı’nda) insanın ölümüne, sakat, evsiz, vatansız kalmasına sebep oldular, hâlen de ülkelerin içerideki yerli işbirlikçilerinin desteği ile  sömürmeye devam ediyorlar!!! (Irak, Suriye, Libya, son olarak Kazakistan!) Peki, kirletilen soluduğumuz havaya, delinen ozon tabakasına, yağmurlar sebebiyle kirletilen tarım topraklarına sebebiyet veren (NO2, CO, Pb vs.) ne demeli! Bu olumsuzlukların yani sıra olumlu olan yanlar, gideceğimiz yere daha kısa sürede, rahat bir vaziyette ulaşmamıza, her türlü ulaşım aracıyla taşımacılığın rahat bir şekilde yapılmasına, vs. gibi olumlu yönlerini de göz ardı edemeyiz. Şu günlerde, dünya genelinde elektrikli arabalar ilgi görmekte. Ülkemizde üretilecek olan elektrikli arabanın, ülkemizin petrol türevlerine bağlı araç ithaline olan ihtiyacı azalacağından, hava kirliliğini önlemeye katkı sağlayacağı gibi, petrol ve araba ithalatı için ayrılan paranın, ülke insanımızın refahı için başka alanlarda kullanılabilecek olması sevindirici bir gelişme diyebiliriz. Kuşkusuz teknolojik gelişmelerin, doğru kullanıldığında insanlık hayatına getirdiği kolaylıklarla, insanların son derece rahat hayat sürmelerine vesile olduğu konusunda savunulan fikirle, söylenen sözler vardır. İnsanların sevdikleri ve ticari ilişkileri için kurdukları ilişkilerde en çok kullandıkları telefon ve bilgisayar, hayatı kolaylaştırdığı gibi, gereksiz yerlerde amacı dışında kullanıldığında tehlikeli birer meta olur. Şu an yazıyı yazdığım bilgisayar, kullanıcısının bilgiye ulaşmasını kolaylaştırmasının yanı sıra geçmişe ait notların saklanmasına yardımcı olduğu gibi, günümüz insanı, bilhassa gençler, elindeki telefonunu, yolda, toplulukta, ailece yedikleri yemekte ellerinden bırakmayarak sohbet ederek insani ilişkileri geliştirmek, ülkesi ve ülke insanını tanıması için harcaması gereken zamanını, bazı mecraların kasıtlı, yalan ve yanlış bilgilerle dolu, ne idüğü belli olmayan, TikTok, WhatsApp ve Youtuberler tarafından sapıkça, ahlaksızca hazırlanmış video çekimlerinin yayınlandığı yerlerde vakitlerini heba ediyor, yalnızlaşarak tembelleşiyor ve toplumun kültürel değerlerine yabancılaşarak insani ilişkilerde kopukluklar yaşatıyor. Bu tür mecralardaki yayınlar, doğaya, yaşadığı ülkeye ve ülke insanına saygısı olmayan şiddete eğilimli, ileride insanlığa, bilhassa çocuklara, kadınlara ve hayvanlara her türlü şiddet uygulayan, cinayet işleyebilecek nesillerin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Okumayan, araştırmayan, sorgulamayan, YouTube, WhatsApp ve TikTok tarafından yönlendirilen nesil, ülkesinden (Coğrafi durumu, doğal kaynakları, tarım ürünleri, vs.) bihaber olduğundan mada Urfa`da fındık yetiştiğini zorlanmadan kabul ediyor. Eğer Türk toplumunun bir ferdi olarak gelişen teknolojinin nimetlerinden, insanımızın yararına olanları çalışarak ortaya çıkarıp faydalanmak istiyorsak, dışarıdaki dostlarımızdan! gelecek desteğe bel bağlamadan, yararı olmayan gezilerden, boş sözler, bilimden uzak işlerle geçirecek zamanımızın olmadığının bilincinde, ilimin ve bilimin ışığında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün 1923 senesinde sarf ettiği söze dikkat kesilmeliyiz: “İtiraf ederim ki, düşmanlarımız çok çalışıyor. Biz de onlardan daha çok çalışmaya mecburuz. Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre bilim ve teknik ve her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur. İlim tercüme ile olmaz, inceleme ile olur.”