Salçalık domates İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa gibi illerde önemli oranda yetiştirilen bir ürün. Her yıl üretim öncesi salça fabrikaları ile üreticiler arasında sözleşme imzalanıyor. Bu iyi gibi görünse de son birkaç yıldır fabrikalar sözleşmedeki taahhütlere uymuyor. Sezonun ortasında fiyatlar neredeyse yüzde otuz oranında düşüyor. Nitekim bu yıl da öyle oldu ve domatesler için çiftçiler salça fabrikalarıyla kilosu 50 ila 55 kuruştan sözleşme yaptılar ancak salça fabrikaları bu fiyatı yine yüzde elli yani 30 ila 35 kuruşlara kadar düşürdüler. Maliyetin altına düştü Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç’ın Kanal İzmir Televizyonundaki programımda yaptığı açıklamalardan bu yıl maliyetin 40 kuruş civarında olduğunu öğreniyoruz. Yani 40 kuruşa satan anca maliyeti kurtarırken, 35 kuruşa satan kiloda 5 kuruş zarar ediyor. Sayın Yalvaç’a son birkaç yılda aynı senaryonun tekrarlanmasına rağmen çiftçilerin neden bu yıl da domates ektiklerini sordum. Sayın başkan pandemi döneminde devletin en üstünden “bir karış toprağı bile boş bırakmayın” şeklinde söylemler geldiğini, köylünün bu nedenle umutlandığını ayrıca üretim planlaması olmadığı için köylünün alıştığı bu üretime devam ettiğini söyledi.Bu iki nedenle debu yılki üretim miktarının geçen yıla göre yüzde 40 daha fazla olduğunu ifade etti. İklim değişikliği… Fabrikaların arz fazlası nedeniyle, fiyatları düşürmeleri neoliberal ekonomiye son derece uygun. Bu sistemde arz-talep dengesi fiyatı belirliyor. Arz fazlaysa fiyatlar düşüyor, tersi durumda artıyor. Halbuki üretim planlaması yapılsa ne talebin üzerinde bir üretim yapılır ne fiyatlar düşer ne de ürün kayıpları meydana gelir. Öğrendiğimize göre bu yıl Mayıs ayında yaşanan ve 40 derece civarında seyreden, ardından da geceleri 5 dereceye düşen sıcaklıklar, Temmuz ayında yağan yağmurlar, yıl boyunca devam eden dolu, sel ve donlar bir de mildiyö hastalığı domatesin kalitesini bozmuş. Halihazırda kamyonlarla ve traktörlerle fabrika önlerinde bekleyen domateslerde de kalite ve randıman kayıpları meydana geliyor. Bütün bu olumsuzluklar da domates fiyatlarının düşmesine neden oluyor. Gıda egemenliği boşa çıkar!!! Fabrikalar fiyatları düşürerek ürettikleri salçanın maliyetini düşürdüklerini düşünüyorlar ama aslında olan Türkiye tarımının maliyetine oluyor ve bu maliyet de çok ağır. Sezonda zarar eden üretici ertesi yıl ekmekten-dikmekten imtina eder. Zaten yaş ortalaması 55 olan çiftçiler üretimden çıkarlar. Babalarının zarar ettiklerini gören çocuklar da şehirlerde asgari ücretle işlere girerek kırsalı boşaltırlar. Boşalan kırsalda da ülkenin gıda egemenliğini boşaltır. Düzeltme… Bu arada geçen haftaki yazımda bir balya samanın fiyatının400 liradan 800 liraya çıktığını yazmıştım. Bu, “bir ton samanın fiyatı” şeklinde olacak. Bu konuda beni uyaran okurlara teşekkür eder, sehven yapılan bu yanlışlık için özür dilerim.