Ekim ayı ile başlayan yeni diziler. Hepsini takip etmek ne mümkün. Azar azar baktım. Sizlere konuyu aktarabilmek için. Ama yine aynı konular var; Aldatma, Cinayet, Entrika, Yalan, İhanet ve daha nice kötü duygular… Covid-19 süreci ile televizyonla olan bağımız arttı. Çocuklarımız okula gidemediler. Dışarıya çıkamadık. İnternete giren televizyonlarımız da olmadığı için diziler ve gündüz kuşağı programları bizi kara kutuya daha da bağladı. Merak duygusu doğduğumuz andan itibaren başlar. Her şeyi merak ederek kendimizi ya geliştirir ya da maalesef süründürürüz. Gündüz kuşağı programlarına bakamadığım için bir yorumda bulunmam zor. Ama sosyal medyada yer alan yazılar ve kısa görüntülere bakacak olursak durum pek de iç açıcı değil. İtiraflar kan dondurucu. Ahlaki çöküşü ayyuka çıkarıyor. Aldatılan ve aldatan eşler rol yaparak kendilerini ekran karşısında savunarak kara kutu körlüğü yaşıyorlar. Garip ve üzücü. Gelelim televizyonda her akşam çıkan ve bazı kitleyi etkisi altına alan dizilere. Konu hep aynı bir aşk var. Aşık olan var. Bir de aşkına karşılık vermeyen cool takılan bir başrol var. Aldatıldığını öğrenenin çaresizliği. Çocuğunun arkasında duruşu. Ama susuyor oluşu. Bu ve daha bir yığın benzer hikayeleri barındıran, ekrana kitlenmemize neden olan diziler. Üniversite yıllarımda özel bir yurtta kaldım. Süper koşullara sahip değildi. Ama benim için hayatımın tecrübelerini elde ettiğim bir yerdi. 2 tane televizyon odası vardı. Sabah erkenden izleyeceğin dizinin saatini bildirip deftere yazdırıyordun. Koltuk takımları vardı. 7-8 kişi anca sığıyordu. 2 oda toplam 16-17 kişi o akşam sabahtan ismini yazdırıp istediği programı izleyebiliyordu. Oda arkadaşlarımızla birkaç kez denedik. Ama yiyecek getirenler, ayağı kokanlar ve camı açtırmayanların olduğunu görünce televizyonu hayatımızdan çıkarmayı amaçladık. Aslında sevmediğimizden ya da bilincinde olduğumuzdan değil. Gel zaman git zaman üniversitede edindiğim alışkanlık ile dizileri hayatımdan çıkarmayı başardım. O zamanlar şikayet ederdik. Ama şimdi düşününce iyi ki 2 TV odası vardı. İyi ki havasız bırakıyorlardı diyorum. Sonuca gelecek olursak bu dizilerin bana bayağı gelmesinin en önemli sebebi onlardan uzaklaşıp objektif olabilmem. Devamlı zaman ayırdığınız bir etkinliğin iyi mi? kötü mü? olduğunu anlamak zordur. Tam da böyle bir durumda analiz ederek. Kendinizi o yalan dünyadan uzaklaştırabiliyorsanız ne mutlu size! Kara Kutu Körlüğünden kurtulmak ümidi ile…