Bugün 21 Şubat Uluslararası Anadil Dil Günü. UNESCO tarafından Anadil Günü ilan edilen 21 Şubat, 2000’den bu yana kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Uluslararası Anadil Dil Günü, bu yıl “Yerli dillerin kalkınma, barışın tesisi ve uzlaşı için önemi” teması ile kutlanacak. UNESCO başta olmak üzere BM bünyesinde çeşitli farkındalık projeleriyle, dillerin kaybolmasının önüne geçmek için özellikle anadillerin okullarda öğretilmesi konusunda bilinç oluşturulmaya çalışılıyor.rnBu etkinlikle yerel diller korunmaya çalışılırken, dün Anadolu Ajansı’na düşen bir haberde, BM’ye göre dünya üzerinde yaklaşık 6 bin farklı dilin yüzde 43’ünün yok olmak üzere olduğu ve 2 haftada bir dilin yok olduğu belirtiliyordu.rnToplum hafızanın yitimirnBir anadilin ortadan kalkması, o ana dille bağlantılı geleneklerin ve toplumsal hafızanın da yitip gitmesi anlamına geliyor. Özellikle yerli halkların konuştuğu dillerin yok olma oranları endişe verirken, bu durum yerlilerin özgünlüklerini koruma açısından da kötü bir tablo oluşturuyor. Uluslararası raporlara göre her 2 haftada bir dil yok oluyor. Bu durum dünya kültür zenginliklerinin giderek azalması açısından tehlike arz ediyor. Zira bir dilin yok olması, o dille ilintili kültürel ve entelektüel mirasın da beraberinde zamanla yitip gitmesi anlamına geliyor.rnKaybolma tehlikesi altında bulunan diller arasında İtalya’nın belirli bölgelerinde konuşulan Hint-Avrupa Dil ailesine ait Liguryan, Afrika’da konuşulan Tamaşekçe, Romen dillerinden Picard, Kuzey Kafkasya’da yaşayanların konuştuğu Karaçay-Balkarca, Pontus Rumcası, Horasan Türkçesi, Gagavuzca, Kırım Tatarcası, Yunanistan ve İtalya’da konuşulan Arbıreşçe, Gürcistan’da konuşulan Svarca. İrlandaca, Samice, Latin Amerika’da konuşulan Kurripako, Yeni Zelanda yerlilerinin konuştuğu Maorice gibi diller yer alıyor. Bir ırkın, ülkenin kimliğinin en önemli unsurlarından biri oluşturan anadiller, iletişim, sosyal entegrasyon, paylaşım ve eğitim alanlarında belirli bir toplumun da yapı taşlarından birini oluşturuyor.rnBu nedenle bir ülkenin kültürel kimliğinin ve dil bağımsızlığının devam edebilmesi için o dilin, korunması ve yaşatılması için ülke yönetenler ve eğitimcilere de büyük görevler düşüyor