Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Burcu Bostancıoğlu’nu  partisinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak açıkladığı   basın toplantısında iki sorumu yanıtladı. Bunlardan birini, Genel Seçim öncesi de sormuş, aynı cevabı almıştım.

Gültekin

Sorum şuydu:

“Sandık güvenliği endişeniz var mı?”

Uysal, “Evet var” dedi ve özetle şunları ekledi:

“Parti devleti ele geçirmiş. Sistematik seçim yolsuzlukları yaşamadık mı? Trafolara kedilerin girmesi vesaire. Türkiye’de demokrasi açığı çok büyük. Demokrasinin oksijeni o kadar kısıtlı ki. Sonuçta elbet endişemiz var. İktidar seçime yürüyen merdivende gidiyor, muhalefet yolu yaya kat ediyor. Her siyasi parti kendi önlemini almalı ve bu endişeleri en aza indirmelidir diye düşünüyorum.”

İkinci sorum da şöyleydi:

“Altılı Masa, Demokrat Parti’ye sonuçta artı mı, eksi mi getirdi?”

Gültekin Uysal, önce “Hem artısı, hem eksisi oldu” dedi. Biraz durduktan sonra da şöyle devam etti:
“Bizim pozitif bir siyaset anlayışımız var. O masada ki artı ve eksimizi, zaman içinde daha net olarak görebileceğiz. Ben biraz artısı oldu diye düşünüyorum.”

Aynı toplantıda yine bir sorum üzerine Demokrat Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burcu Bostancıoğlu, İzmir’in en önemli sorununun uyuşturucu olduğunu net bir şekilde ifade etti.

Bu konuda çok haklıydı. Demografik yapının değişmesinin kentlerde çok şeyi de değiştirdiğini anlattı ve “Gençlerin bu kenti terk etmesini önlemeliyiz” diye konuştu.

Gözlerine inanamadı

Aslen Bucalı olan ve İsviçre’de yaşayan Dilara Karaca, babasından kalan 80 dönüm araziyi Balık Hali’nde bir yöneticiye kiraladı. Kira süresi bittiğinde de arazisinin ne durumda olduğunu öğrenmek için Buca’ya geldiğinde gözlerine inanamadı.
Maliki olduğu arazisi, Buca’nın en büyük çevre kirliliğine örnek olacak hale getirilmişti. Alan, balık kutusu olarak kullanılan strafor dağlarıyla doluydu ve Dilara Karaca ne yapacağını şaşırmıştı.

B Hattin Iki
Karaca, “Babam, burasını bir çiftlik olarak düzenlemişti. İlk kiracıları, tarım yaptılar, hayvan beslediler. Ama bu zat bambaşka bir şey yapmış. Ben böyle bir çevre rezaleti görmedim. Durumu AK Parti İl Başkanlığı’na, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, Buca Kaymakamlığı’na yazı ile bildirdim. İhbar ve şikayette bulundum. Balık Hali’ne bitişik konumda olan arazimdeki atıkların yanması, daha büyük bir çevre felaketine yol açacağı için gereğinin yapılmasını istedim” dedi. 

Soyer’in çabaları

Aday gösterilmeyen Tunç Soyer’in bunu kabullenmesi zaten mümkün değildi. Nitekim güvenini kazanan nice dokunduğu insan da bir platform oluşturarak, haksızlık olarak nitelendirdikleri karara isyan bayrağı açtı.
Tunç Soyer’in; ”İzmirliler, çalışan belediye başkanı istemiyor” diye sunularak çarptırılan sözü şu anda gündemde. Ama bütün bu çabaların kendisine ne kazandıracağı da merak ediliyor. Benzeri durumu Aziz Kocaoğlu da yaşamıştı. O da sonunda köşesine çekilmek zorunda kaldı. Soyer için bir yeni hedef varsa, onu sevenlerin de bunu bilmeye hakkı olmalı.

İBRAHİM ORMANCI

Bursa'da 9 aylık hamile hırsız kadın son işinde yakayı ele vermiş. Düşünsenize hırsızlık yapmak için girdiği evde kadının doğum sancıları tutuyor. Güleriz ağlanacak halimize!

***

Kansere karşı kabak birebirmiş. Eeee vatandaş olarak kabak hep başımıza patlıyor. Sayılmaz mı?

***

Uzaya çıkan ilk Türk Astronot Alper Gezeravcı'nın canı uzayda en çok güveç çekmiş. Alper'im ; bizim de Türkiye'de canımız neler çekiyor ama her şey ateş pahası be gözüm!

***

Bir muhtar afişi gördüm ''Biz kazanırsak kaybeden olmayacak'' diye. Çok pardon Muhtarlık Maaşı ne olacak?

***

Bu ülkenin çoğu neme lazımcı. Uyanıkları da, bana lazımcı!