Gamze Bilgen Torun, eğitimli bir politikacı. MHP kökenli ve uzun zamandır İYİ Parti’nin Buca İlçe Başkanı. Partisinin kentteki oy oranını sabit tutmak, hatta artırmak için büyük çaba sarf etti bu süre zarfında.

31 Mart seçimlerinde; önce kendisi aday olmayı düşündü ama Suat Nezir olayı patlak verince vazgeçti. 

Suat Nezir’e, beş yıl önce olduğu gibi bu seçim öncesinde de CHP tarafından verilen sözler tutulmamıştı ve o da tercihini yaparak, Meral Akşener’den aldığı davet üzerine bu partiden aday olmuştu.

İYİ Parti’nin, yaklaşık 1 yıl önceki Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oyu Buca’da 43 bini buluyordu. Herkes, bu sayının biraz düşeceğini tahmin ediyordu ve Suat Nezir’in de buna ek olarak kendi oylarıyla iyi bir sonuç alacağını bekliyordu.

Bu süreçte Nezir, tek başına büyük bir mücadele verdi. Buca’yı adım adım gezdi. Sert eleştirilere hedef oldu ama yılmadı, şaşmadı. Başlangıçta İYİ Parti İlçe Başkanı Torun da yanındaydı ama nasıl olduysa kısa süre sonra yanından ayrıldı. Hatta pek çok meclis aday adayı da aynını yaptı. Sadece Hasan Sağlam, Suat Nezir’in yanındaydı. Uzak duranlara sorduğumda hep aynı şeyi söylediler: ”Hainlikle suçlanıyoruz. Biz niye hain olalım ki? Demokratik tercihimizi kullanıyor, tepkimizi gösteriyoruz.”

Suat Nezir, seçim propagandasında CHP’yi fazlaca eleştirmedi. Sadece kendisini eleştirenlere cevap vermekle yetindi. Hatta yola çıktığında Erhan Kılıç’ı bile övdüğü oldu.

Gamze Bilgen Torun

Elhasıl; Gamze Bilgen Torun’un bu mesafe koyma taktiğine bir açıklık getirmesini bekliyoruz. 23 bin gibi bir oy gerçekten beklenmiyordu.

Suat Nezir’in Meclis’e 5 üye sokabileceği bile söyleniyordu.

Biraz bekleyelim. Bakarsınız öğreniriz.

Hamza Dağ’ın bir bildiği var

Hamza Dağ, İzmir’deki seçime Cumhur İttifakı’nın amblemini kullanmadan girdi. Gittiği her yerde sadece yapacaklarını anlattı. Kimseye çatmadı, kimseyi hedef almadı.
Sonuçta kazanamadı ama Buca gibi önemli ilçelerde Cemil Tugay’dan daha çok oy aldı.
Hamza Dağ’ın aile dostu olan bir arkadaşım, amblemi kullanmadığı için eleştirilip eleştirilmediğini sormuş; o da şu cevabı vermiş:
”AK Parti’de artık bir şeylerin değişmesi lazım.”
Bu cümleyi AK Parti’de herkes sarf edemez. Demek ki bir bildiği var.
Nezaketi, zarafeti, belagatı, geçmiştekilerin çoğunu geride bırakacak bir performansa dönüştü ama olmadı.
Onun gibi üç büyük kentte seçim kaybedenler, sosyal medyada animasyonlarla yerden yere vuruluyor ama Hamza Dağ için kimse bir şey söyleyemiyor. Söyleyemez de.
“AK Parti’de bir şeylerin değişmesi lazım” demenin ne kadar haklı bir söylem olduğunu 31 Mart gecesi bütün Türkiye gördü, öğrendi.
Bence bu mesajın da yabana atılmaması lazım.

Çalışanlar delege olursa

Pek çok belediyede işçi kadrolarında çalışanların bir başka sıfatları daha var. Onlar, aynı zamanda bağlı bulundukları partilerinin delegeleri.
Belirleyici güçleri, büyük kabul görüyor. Mesela ilçe başkanlarının seçimlerinde rol oynuyorlar. Ve tabii belediye başkanının da kaderini belirliyorlar.
Düşünün hem temizlik işçisi, hem delege.
Böyle biri sokağı temizler mi?
Kanal kazar mı, asfalt döker mi? 
Tek şeyi yapar:
Kasılır durur. Burnundan kıl aldırmaz. Bunlara laf söylenmez, ceza verilmez.
Ne yazık ki belediyeler böyle tiplerle dolu. 
“Hizmet yok” diye yakınıyoruz ya; aha bundan…

İBRAHİM ORMANCI

Seher yeli başlama dırdıra. Ağzını topla benim için!
***
Kaz gelecek yerden promosyon esirgenmez!
***
Çiftler evlenince CİCİM AYLARINI ve sonra GEÇİM AYLARINI yaşamaya başlarlar!
***
Çayda DEM askerde KIDEM. Bir çay koy da içelim Hanım MADEM!
***
Bu dünyanın çivisi çıktı ama nalburlar hala sinek avlıyor üstat!