Hamza Dağ, belli ki seçimde kendisine rakip olarak Tunç Soyer’in çıkacağını hesaba katmış, seçim sloganını “Başka aşk yok, sadece İzmir” diye belirlemişti.

Malum Soyer, beş yıl önce “Aşkla” sloganıyla seçim meydanına çıkmıştı.

655X655 Ak Partinin Izmir Adayi Hamza Dag Hayirli Ugurlu Olsun Diyerek Duyurdu Ilk Biletten Sonraki 90 Dakika Ucretsiz 1706702696319

‘Aşk’ın İzmir’de çokça konuşulan bir sözcük olması, hele seçim meydanlarına rakip partilerce taşınması, kentin aslında kimliğine de bir zenginlik katıyor.

Hamza Dağ, karşısında şimdi Tunç Soyer olmasa da bu aşk kelimesini çokça kullanabilir ve de puan yapar. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Hamza Dağ ile ilgili bir tespit de şu: AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, duvarları boydan boya kaplayan afişlerinde partisinin amblemini kullanmıyor. Bu da partizan bir başkan olmayacağına dair mesaj içeriyor. Aslında bu mesaj, bütün partili başkan adayları için geçerli. Sonuçta koca bir kente hizmet edecekler ve partizan olmaları, bu hizmetlerini gölgeleyen bir etken haline dönüşebilecek.

Bu nasıl TRT?

TRT Haberler’i izliyorum.

Önce AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ ile ilgili bir haber.

Övgü dolu cümleler. Kusursuz bir reklam. Abartılı ifadeler. Ama haber diye sunuldu.

Ardından CHP Genel başkanı Özgür Özel haberi. İki cümlede bir “Kulislerden sızan bilgilere göre…”, “İddia ediliyor”, “Söylentilere bakılırsa…”

TRT ne yapmak istiyor. Haset ve fanatizmin tavan yaptığı böyle bir yayın kurumu olamaz.

TRT, bir devlet kurumu değil mi? Devlet kurumuysa tüm siyasi görüşlere eşit mesafede olması gerekmez mi?

Ne demek “İddiaya göre.”

Ne demek” Kulislerden sızan bilgilere göre.”

Bunu bulvar gazeteleri bile yapmıyor. Onlar, TRT’den daha çok basın ahlak yasasına uyuyor.

TRT, tarafsızlığını ve inandırıcılığını, güven verme duygusunu çoktan yitirmiştir.

Buna izin veren zihniyet, ne zaman iflas edecek, merak içindeyiz.

Sahte kanser ilaçları

Geçen pazar günü yani 4 Şubat, Dünya Kanser Günü idi. Dünya Sağlık Örgütü, 2050 yılında kanser vakalarının yüzde 75 artarak 35 milyonu bulacağını tahmin ediyor. Yani  o yıl ulaşacağı nüfusu dikkate alırsak neredeyse her 2500 kişiden biri bu talihsiz hastalığa yakalanacak.
Hal böyle iken Japon bilim adamları, gecesini gündüzüne katarak farklı kanser gruplarında etkin ilaçlar bulup üretirken, biz bunların Sakarya’da sahtesini piyasaya sürüyoruz. Aynı paralelde İran’da da sahtecilik almış başını giderken Japonların uyarısıyla yakalananlar, aynı gün ölüm cezasına çarptırılmış.
Şakası olmayan bir durum. Sağlık sektörü, şu günlerde bu konuyu çokça konuşuyor. Biz de izliyoruz.

İBRAHİM ORMANCI

Eve tava alırken ağır döküm tavalar almıyorum. Hanım dellenince gözü dönüyor hani!
***
Karagözlüm efkarlanma gül gayri. Bir TIK ötendeyim. Hadi ara kız!
***
Yağmur yağıyor, seller akıyor. Arap kızı camları sildiğine saydırıp duruyor!
***
Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için. Sen kazık atıp gittin. Ağlarız için için!
***
Musalla taşında yatarken İmam benim için ''Merhumu nasıl bilirdiniz?'' diye sorduğunda cemaatten birisinin ''Kılıbık bilirdik'' demesinden korkuyorum!