Romanların bu defa Meclis’te temsilcileri yok. Kendi hallerine bırakıldılar. Belediye meclislerine bile bir Roman’ı gönderemediler.

Onlar da bu ilgisizliğe Anadolu Birliği Partisi’ni kurarak tepki gösterdiler. Hüseyin Han, Büyükşehir’den, Engin Şengüler de Konak’tan başkan adayı olarak çıktılar.

Diyelim ki ikisi de kazandı.

Romanlarrr

Ondan sonraki dönemde nasıl bir İzmir’de yaşarız; doğrusu merak ediyorum.

Tercüman Gazetesi Matbaası, Ege Mahallesi’nin tam göbeğinde iken Romanların içinde 8 yıl yaşadım. Hayran olduğum çok özellikleri var. Hep pozitifler, hep sahip olduklarıyla yetinen insanlar.

İşte o zaman rengarenk, cümbüşü en zirvede yaşayan, “dünyaya boş vermiş” bir İzmir geliyor gözlerimin önünde.

Büyük projeler, imar, yer altı hizmetleri hak getire.

Neşe var, sabaha kadar eğlence var.

Zaten Hüseyin Han, “Roman tadında bir İzmir” vaat ediyor. Onlardan farklı bir şey beklemek abes olur.

Şu an, şaka bir yana, böyle bir rüya alemine ihtiyacımız var.

Dolar, Euro, akaryakıt fiyatları, emekli maaşları, pahalılık, işsizlik, bize dert olmasın istiyoruz.

O zaman haydi oylar Romanlara(!)

Hayat biçimini dert edinmek

Reis, ne zaman İzmir’e gelse ve halka hitap etse, aynı şeyi söylüyor:
“Kimsenin hayat biçimiyle derdimiz yok.”
Cümleyi, sıkça tekrarlamasının Türkçesi şudur:
“Sizin hayat biçiminizle derdim var.”
Nedir İzmirli’nin hayat biçimi, irdeleyelim:
*İzmirli siyaseten fanatik değildir. Beğendiğini tutar, beğenmediğini yollar.
*İzmirlinin sembolik hayat biçimi, gelip geçenlere aldırmaksızın Kordon’da rakı balık yapması değildir. Bu örnek, belki de yaşam biçiminin en son sırasında yer alır.
*Oruç tutana saygı duyar, oruç tutmayana tavır almaz.
*Çalışkandır, vatanını sever. İzmirliden vatan haini çıkmaz.
*Türkiye’nin suç oranı vasatın altında bir ilidir. Bazı ilçeleri sorunludur ama İzmir, “uslu” bir ildir.
*İzmir, emeklinin sevdiği bir huzur kentidir.
*Kozmopolittir, kimseye kültür dayatmaz, kimsenin kültürünü de balıklama sahiplenmez. Seçicidir.
*Denizi kadın gibidir. Havası da öyle. Ama İzmirli, zaman zaman yakınıyor görünse de her ikisini benimsemiştir. 
*Gösterişi sevmez. İzmir’de gösterişi simgeleyen tek örnek göremezsiniz.
*Şairdir, Atilla İlhan’ı yetiştirmiştir, musikiseverdir; Rakım Elkutlu’yu,  Yusuf Nalkesen’i, Avni Anıl’ı, Rüştü Şardağ’ı, Necip Mirkelamoğlu’nu, Ali Ulvi Baradan’ı yetiştirmiştir.
*İzmirli, inançlıdır, kararlıdır, duruşçudur.
Elhasıl İzmirli, hayat biçimiyle kimsenin himayesine muhtaç değildir.
Bildiği gibi yaşar, adam gibi yaşar.

Yemekler Karşıyaka’dan

CHP, seçim çalışmaları için Havagazı Fabrikası’nda bir büro oluşturmuştu. Bu büroda çalışanların yemek ihtiyaçları için Büyükşehir’e talepte bulunulmuş, ancak bu talep kabul edilmeyince yemekler Karşıyaka Belediyesi’nden getirilmiş.
Tunç Soyer, parti içi muhalefeti sıkı bir şekilde sürdürüyor. Cemil Tugay’a hiçbir şekilde destek vermiyor. Aksi mesajlar gönderiyor ve kartını açık oynuyor.
Bunun bir hedef olup olmadığını yakında göreceğiz.
Durduk yere bir kenara itilmek, Başkan’a haklı olarak çok ağır geldi.
Soyer’in alkışlanacak bir tarafı da; aday gösterilmeyen pek çok başkanın aksine görevini son güne kadar en ciddi bir şekilde sürdürüyor olması.

iBRAHİM ORMANCI

Türkiye 2023'de yüzde 4.5 büyüdüyse Ramazan pidesinin gramajı neden düşüyor ?

***

Güncel bir Ramazan Manisi. ''Ramazan geldi hoş geldi / Kocan pazardan eli boş geldi / Elektrikler borcundan dolayı kesik / Odalar pek bir loş geldi!”

***

Hurmanın tanesi 30 TL imiş. Ramazan'da yediğin hurmalar. Kredi kartlarını tırmalar!

***

Bizim mahallede 17 tane muhtar adayı var. Dolaysıyla 136 tane muhtar azası adayı var. Etti mi 153 kişi? Hanım ''Bir muhtar azası adayı bile olamadın herif'' diye benimle dalga geçiyor yeminle!

***

Kira fiyatları almış başını gidiyor. Oysa ülkemizde aklını kiraya verenler bir hayli fazla!