Bu yıl 8 Mart büyük deprem felaketinin gölgesinde kaldı. Bu korkunç felaket en çok çocukları, kadınları ve yaşlıları etkiledi. Ben bu yazımda kadınlar üzerinde duracağım. Bu yılki 8 Mart’ın teması “depremin kadınları” olmalı bence. Onların normal yaşamlarına dönebilmesinin yolları tartışılmalı kararlar alınmalı ve eyleme geçilmelidir. Depremden sağ kurtulan kadınlar için yaşam çok zor artık. Enkazların biraz uzağındaki çadırlarda ailelerinin yükünü çekmeye çalışıyorlar. Barınacakları bir konteynırları yok. Yaşadıkları travmadan dolayı psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Zaten büyük bir kısmı depremden öncede ekonomik sıkıntılardan dolayı psikolojik sorunlar yaşıyorlardı deprem bu nu iyice derinleştirdi. Elbistan’da ki akrabalarımdan öğrendim Elbistan’ın merkezdeki depremzedeler konteynırlara yerleşmiş su ve yiyecek sıkıntısı yokmuş. Ama Hatay’da durum çok kötü hala. Hatay eski çevre derneği başkanıyla görüştüm. Hatay’da yaşamın çok zor olduğunu konteynır, çadır, yiyecek ve içme suyu sıkıntısı olduğunu söyledi. Tıpkı Elbistan’daki gibi Hatay’daki barınma sorunu konteynırlarla acilen çözülmelidir. Hatay’daki kadınların durumu çok kötü, onlarla dayanışmayı büyütmemiz lazım. Öncelikle barınma sorunları çözülmeli ve sonrada psikolojik destek sağlanmalı. Bunu en iyi gönüllü uzman psikologlar yapar bence. Hatay’ın konteynır sorununu da yine ancak sivil toplum örgütleri kampanyalarla çözebilir bence. Çünkü Hatay depremin ilk gününden beri unutuldu, ihmal edildi bunu hepimiz biliyoruz. Depremzedeler barınacak konutları olmadığı için sürekli hareket halindeler şehir değiştiriyorlar Nerede barınacak bir yer bulurlarsa oraya gidiyorlar. Benim ailemde aynı durumda. İzmir’e geldiklerine iki çocuk annesi olan yeğenimi Dokuz Eylül hastanesi psikiyatri bölümüne götürdüm. Durumu çok kötüydü. İlk görüşme yapıldı ama sonrası yok.  Bu hastaların daha sonra en azından onlayın görüşmelerle takip edilmesi gerekir. Aksi takdirde bir tek görüşmeyle böyle ağır bir travma iyileşemez. Bu bilime aykırı. Onların iyileşmesi birkaç yıl sürebilir. Ben onlayın görüşme önerimi Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri bölümündeki hocalara ilettim. Böyle bir uygulamaları olmadığını ve bu önerimi değerlendireceklerini söylediler. Umarım bütün hastanelerin psikiyatri bölümlerinde depremin kadınlarına yönelik onlayın görüşmeler başlar. Kadınların iyileşmesi çok önemlidir. Çünkü Anneleri hasta olan çocukların iyi olması mümkün değildir. Çocuklarda çok ağır travma yaşadılar onlar annelerinin desteğiyle iyileşebilirler ancak. Deprem felaketi bütün insanların psikolojilerini etkiledi. Ancak kadınların evde iş yükü arttığı için onlar daha çok daha fazla etkilendiler. Depremzedeler başka şehirlerdeki akrabalarına sığındılar evlerde birkaç aile birlikte yaşamaya başladılar. Ekonomik olarak zorlandılar. Bütün bu kalabalığı doyurmak ev işlerini yapmak kadınlara düştü. Deprem felaketinin psikolojik, sosyolojik ve ekonomik etkileri yıllarca sürecektir. Çok uzun bir süre deprem bölgesindeki çalışmalar devam etmelidir. Psikologlar ve sosyologlar özellikle çocuklarla ve kadınlarla çalışmalar yapmalılar. Uzman psikolog arkadaşım Pınar Akdemir deprem bölgesindeki çalışmalarının en az beş yıl sürebileceğini söylüyor. Bizlerde depremin ilk gününde olduğu gibi deprem bölgesindeki insanlarla dayanışmaya devam etmeliyiz. Bu süreç onlar normal yaşamına dönünceye kadar devam etmelidir. Depremzedelerin barınma sorunu bütün deprem bölgesinde ayrımcılık yapılmadan kalıcı konutlar yapılıncaya kadar konteynırlarla çözülmelidir. Bu arada konteynır mahallelerinde kadınların tarımsal kalkınma kooperatifleri aracılığıyla örgütlenerek üretime katılmaları sağlanabilir. Bu onlar için her bakımdan iyi olacaktır; ruh sağlıklarına iyi gelecek, ekonomik sorunları çözülmeye başlanacak ve kendilerini daha umutlu hissedeceklerdir. İzmir büyükşehir belediyesi deprem bölgesindeki küçük çiftçilerin büyük kentlere göçünü engellemek için tarımsal çalışmalara başlamış. Zaten yıllardır Tunç başkan başka bir tarım ve köylülük mümkün” kapsamında Türkiye’nin birçok bölgesinde tarımsal çalışmalar yapıyor. Kooperatifçilik konusunda çok deneyimliler. Çok başarılı kooperatiflerin kurulmasını sağladılar ve halen Tarımsal Hizmetler Daire başkanı Şevket Meriç bu konuda danışmanlık yapıyor. Özellikle kadınların tarımsal kalkınma kooperatifi kurarak ekonomik özgürlüklerini kazanmalarını sağladılar. Onların ürettikleri ürünleri belediyenin kurduğu halka açık pazarlarda pazarlıyor kadınlar. Hepsi çok mutlular. Seferihisar Hıdırlık Tarımsal Kalkınma kooperatifi ile çalışma yaptım ve Karaburun Bilim kongresinde sunum yaptım. Bu kooperatifin bütün üyeleri kadın. Halen çok başarılı bir şekilde üretime devam ediyorlar ve ürünlerini pazarlarda pazarlayarak ekonomik sorunları çözüyorlar. Şevket Meriç kooperatif çalışmalarının Osmaniye’de başlayacağını açıkladı. Bu çok önemli. 8 Martlarda kadınların yaşamsal sorunlarını tartışmalı ve çözümler üretilmeye çalışılmalıdır. Kadınların en önemli sorunu ekonomik sorundur. Ekonomik özgürlüklerinin olmamasıdır. Bu sorun çözülemez ise kadınlar özgürleşemezler, diğer sorunlarını çözemezler.  Ekonomik özgürlüğü olmayan kadınlar şiddette maruz kalsalar da çok mutsuz bir evlilikte yaşasalar da boşanamıyorlar. Kadınların kurtuluşu yoğun işsizliğin yaşandığı Türkiye koşullarında kooperatiflerde örgütlenerek üretime katılmaları ve ekonomik özgürlüklerine kazanmalarıyla mümkündür. Tunç başkan Seferihisar’dan doğru bu konuda kadınlarla çok başarılı çalışmalar yaptı halen yapmaya devam ediyor. Bu tüm deprem bölgesine yayılabilir. Tüm Türkiye’ye yayılabilir. Gıda ihtiyacını ulusal ya da uluslararası market zincirleri yerine kadınların kurduğu üretim ve tüketim kooperatifleri sağlayabilir bu mümkündür. Bunu Tunç başkan deneyimledi ve çok başarılı oldu. Önümüzde seçimler var. Biz kadınların oyları belirleyicidir. Çünkü kadınlar bu dünyanın yükünü çekiyorlar o halde kadınlar dünyayı değiştirecektir. İlk önce yaşadığımız bu topraklarda değişim yaratacağız.  İlk ışığı biz kadınlar yakacağız. Daha sonra hep birlikte kadın erkek dayanışma ve güç birliği içerisinde güzel günler göreceğiz. Dünyadaki en önemli güç insan gücüdür. Gücümüzün farkına varalım ve hak ettiğimiz bir yaşam için mücadele edelim. Tek yol bütün renkleri bir tarafa bırakarak dayanışma içerisinde güç birliğidir. Başka yol yoktur. Ya bize dayatılanlara yıllardır olduğu gibi boyun eğeceğiz ya da güzel günler göreceğiz. Bu bizim elimizde haydi hemen şimdiden kollarımızı sıvayalım zaman kalmadı çünkü. Umarım seneye 8 Mart’ta daha güzel yazılar yazarız. Başarımızı kutlarız. Çok verimli çalışmalarda buluşuruz. Dünyadaki bütün kadınları sevgiyle kucaklıyorum.