Artık spora ara verip kültür sanata dönme zamanı geldi. Futbol milli maç nedeniyle durmuşken, voleybolda ise sezon sonu yaklaşırken fırsat bu fırsat. Bir süredir aklımda olan Köy Enstitülerinden bahsetmek istiyorum. 

Ülkedeki okur yazar oranı tüm yaşamı yakından ilgilendiriyor. Bunun için geçmiş dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Köy Enstitüleri ülkenin geleceğinde büyük rol oynayacaktı. 17 Nisan 1940 tarihinde açılan Köy Enstitüleri, 14 yıl sonra kapatılmasına rağmen hiç gündemden düşmedi. Projenin temel mantığı köy insanına hayatını değiştirecek bilinç ve beceriyi kazandırmaktı. İlkokul mezunu zeki çocukların, bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşünülüyordu. Bu kısım işin özeti tabii ki. 

Her türlü sıkıntılara rağmen bu 14 yıllık dönemde Köy Enstitülerinden 1.308’i kadın toplam 17 bin 341 öğretmen, 8 bin 756 eğitmen ve 7 bin 300 sağlık memuru yetişti. 

Biz o zamanları görme şansına sahip olamadık. Günümüzde o dönemi yaşatan bir Köy Enstitüleri Anı ve Kültür Evi var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Cumhuriyet’in 100. Yılı’na ithafen geçtiğimiz ekim ayında açtığı bu kültür evini gezmenizi tavsiye ederim. Gittiğinizde Köy Enstitüleri anılarının Konak Tan Mahallesi’nde tarihi bir binada yaşadığını göreceksiniz.

Dönemin Köy Enstitüleri’nde okuyan öğrenciler tarafından yapılan, kullanılan araç ve gereçler, tarihi belge, fotoğraf ve kayıt defterlerinin yanı sıra 600 kitap ve dijital kütüphanesiyle bu anı evi gerçekten görülmeye değer. 

Ziyaretçi kitlesi sürekli artan anı evine en çok ilgi gösterenlerin öğretmenler olduğunu duyduğumda çok mutlu oldum. 

Keşke bu aydınlanma hareketi günümüzde de devam etseydi. Belki ülkede her şey çok daha başka olurdu. Neyse en azından gidip o havayı koklayabileceğimiz bir yere sahibiz. Ben kısaca anlatmaya çalıştım fakat siz gidip yerinde görün.