Başlık kiracı tahliyesi olmasına karşın, bugünki konumuz, kiradaki eve ben taşınacağım diyerek kiracının çıkartılmasından sonra evin 3’üncü bir kişiye kiralanması.
Kiralar ile ilgili uyuşmazlıkların çok olduğu bu dönemde bir hususa dikkat çekmek istedim. % 25 kira artış oranı sınırlaması dolayısıyla istediği zammı yapamayan ev sahipleri, kiracıyı çıkartıp evi başkasına kiraya vermek istemektedir. 
Kiracıya, eve kendim geçeceğim, Almanya’dan oğlum gelecek gibi gelen noter ihtarnamesi ile evi tahliye etmekte. Ancak evin başkasına kiraya verildiğini öğrendiklerinde ise ihtiyaç sebebi ile tahliye edildiğim için bu taşınmazı kiraya veremez diyerek mahkemelerin kapısını çalmaktadır.
Ancak burada kiracıların atladıkları bir husus var. Tahliyenin yargı kararı ve icra yoluyla olması gerekiyor ki, sizden sonra orası 3 yıl başkasına kiraya verilemesin.
Açıklamamın kaynağı yine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi. Dairenin 07.02.2019 tarihli 2019/871 sayılı kararını birlikte irdeleyelim. 
Davanın konusu;
Davacı; davaya konu taşınmazı kiraladığını ancak davalının ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliye ve teslim edilmesini ihtar etmesi üzerine evi tahliye ettiğini, daha sonra davalının evi üçüncü kişiye kiraladığını ileri sürerek, bir yıllık kira bedeli olan 6.480 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; sağlık sorunları nedeniyle dava konusu eve taşınmaktan vazgeçtiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 6.480 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Buraya kadar konunun akışının nasıl mahkemelik bir konu haline geldiğini anlattık. Kararın bir sonraki paragrafında 3 yıllık kiralama yasağını anlatmakta;
6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yeniden kiralama yasağı başlıklı 355. maddesinde; "Kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz. Kiraya veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür." düzenlemesi bulunmaktadır. 
Olayın akışı tam da konumuzda bahsettiğim gibi. Şimdi bir de mahkemenin kararına bakalım;
Somut olayda; davacı, 01.06.2011 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi ile taşınmazda kiracı iken, davalı tarafından 17.12.2013 tarihli ihtarname ile eve ihtiyacı olduğu gerekçesiyle davacının evden tahliyesinin talep edildiği, davacı kiracı tarafından 2014 yılının mayıs ayında evin tahliye edildiği ve taşınmazın tahliye edildikten sonra üçüncü kişiye kiralandığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiraya verenin, gereksinim amacıyla bir tahliye davası açmadığı anlaşılmakta olup davacı kiracı taşınmazı bir yargı kararı veya icra marifetiyle tahliye etmemiştir. Bu durumda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca tazminat koşulları oluşmamıştır.
O halde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kararda kısaca, tahliye davası açılmadığından, ortada bir mahkeme kararı bulunmadığından veya icra marifetiyle tahliye edilmediğinden tazminat koşulları oluşmamaktadır denmekte.
Kiraya veren ve kiracılar için önemli bir husus olduğundan bu hafta bu konuya değinmek istedim.