İsveç'in eşsiz doğasında yıllardır süregelen bir ritüelden daha güzel bir deneyim nasıl yaşanır? Kendi halinde yaşayan, çoğunluğu yaşlı olan, görece içine kapanık bir topluluk gelenek göreneklerini yaşatmaktan başka ne ister? Yazın ortasında Kuzey Avrupa ziyaret edilmez mi şimdi? Kemerleri bağladıysanız bütün iyi niyetinizi de kenarı bırakmaya hazır olun. Ari Aster'le unutulmaz ve onulmaz bir yolculuk sizi bekliyor...

Kabaca korku-gerilim türünde sayılabilecek bir film olan Midsommar, her yanıyla ustaca işlenmiş bir film. Olmaz denilen ne varsa gerçek kılan, her kelimesi ince ince kaleme alınmış senaryosuyla, uçuk bir kafayı her görüntü karesinde hissettiren ve elbette kısa bir süreliğine de olsa gerilmiş bir yay gibi nefes almanızı unutturan bir yapım olarak dikkati çekiyor. İsveçli bir arkadaşlarının davetine icabet eden bir grup gencin İsveç'e hiçbir şeyin farkında olmadan mutlu mesut gidişini anlatarak başlıyor Midsommar. Belki de en eleştirilecek yanı, bu denli klişe bir şekilde, karakterleri kurbanlaştırmanın en kolay yolunu anlatarak işe başlanması. Kimsenin yaşanacaklardan haberi yoktur ve güllük gülistanlık bir yolculuk başlar: Gerilim senaryosu 101...

En iyi yol, bildiğin yoldur diyerek Aster'i hor görmeyelim, doğrusu neyse o yapılmıştır. Misafirlerini en iyi şekilde karşılamak isteyen köylüler de canımız ciğerimiz ama yine de klişeler klişesi... Senaryo teklese de biçimsel olarak sinemanın gücü kare kare hissettirilmeye başlıyor ve klasik İsveç sineması esintileriyle yoğun teknik beceri izleyiciyi büyülemeye başlıyor. Özellikle müthiş doğa manzarasında kendilerinden geçtikleri sahnede yönetmenliğini kanıtlamak isteyen Ari Aster hakkını vermiş. Buraya kadar artık yolumuzun değişeceğini, bizi ciddi konuların beklediğini hissetmeye başlıyoruz. Tabii, ne var, bir grup köylü şenlik düzenleyecek, eğlenecek... Ne var ki, bir anda kendini metrelerce yüksekten atan ve paramparça olan iki yaşlının ölüm sahnesi üstümüze bir balyoz gibi iniveriyor. Tam bu anda izleyen herkes muhtemelen bi toparlanmış, yutkunmuş, belki, 'haydaa' bile demiştir. Belli ki bu öyle sıradan bir köy şenliği olmayacak.

İşte gerçek şenlik sonra başlıyor. Mantarlar, alemler ve ritüel... Gerçek ne, hayal ne? Dani bu kadar iyi dans etmeyi nereden öğrendi?

Yakın dönem ana akım sinemaya yeni bir soluk getiren Midsommar, kendi janrasına kilometre taşı olacak kadar kuvvetli bir yapım. Bazı filmler vardır, keyifli bir şekilde akar gider ama bunu kim yönetmiş, kim yazmış diye merak etmezsiniz. Ancak Ari Aster, sahne sahne imza atmış filme.