Tüm dünyada hakim bir düşünce, sosyal medyanın gündemine oturdu. Son dönemlerde devamlı olarak hem ikili duygusal ilişkilerde, hem de iş hayatında sık sık duyduğumuz İngilizce terimler olan, “Gaslighting, ghosting ve love bombing” hayatımıza birden bire dahil oldu. Ya da aslında birdenbire dahil olmadılar da, adını koyamadığımız davranış türlerinin adı daha yeni koyuldu diyebiliriz. Bu davranış kalıplarının değişmesi ve dönüşmesi, elbette ki sosyal medyanın, hatta internetin hayatımıza girmesi ve insanlarla ilişki kurma süremizin saniyelere indirgenmesinden kaynaklanıyor. Çevresel faktörlerin de etkisiyle ilişkilerde oluşan sorunlar bambaşka bir hale büründü. Bu sorunların, davranış biçimlerinin ise isimleri koyularak bir sınıflandırma şeması oluşturuldu. Gelin bu terimler ilişkiler içerisinde bize ne anlatıyor ve bunlarla nasıl başa çıkabiliriz bir bakalım..

Günümüz ilişkilerinin başlangıç, süreç ve sonuç yapıları temelinden değişti. İlişkilerde çıkan bariz sorunların asıl nedenleri ise bu değişimden kaynaklanmaya başladı. Günümüzde artık herkesin süregelen bir güven probleminin yanı sıra, sürekli anlatılan bir aşk acısı mevcut düzene hasıl oldu. Peki Love bombing (Sevgi bombardımanı) denen terim ilişkilerde hangi safhada daha çok karşımıza çıkıyor? Genellikle sosyal medyadan yürümeye başlayan ilişki adımlarında, iki taraftan birinde, ki genellikle ilk adımı atan tarafta, yüksek dozda bir aşırı sevgi gösterisine tanık oluyoruz. Eskiden “cicim ayı” tabiri kullanılan süreç artık “cicim haftası” hatta “cicim günleri” olabilecek kadar kısa olmasıyla beraber, birden yoğun ilgiye maruz bırakılan bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreç direkt ve hızlı bir şekilde ilerledikten sonra bir anda kesilerek karşı tarafın, “acaba gösterdiği sevgiyi ona hissettiremedim mi?” ya da “Sorun bende mi?” sorularıyla baş başa bırakarak, kişiyi kendisine bağlama yöntemi olarak kullanılıyor. İşte burada sonraki adım olan Ghosting (Hayalet olma) terimi devreye giriyor. Bu terim ilişkisinin başında olduğu gibi, ilerleyen bir ilişkide birden de ortaya çıkabilen bir durum. Ghosting, hayalet olma anlamıyla, ilişkide birden ortadan kaybolma davranışını anlatıyor. Yani bir ilişkinin başında yaşanan aşırı ilginin bir anda kesilmesi veya ilerleyen bir ilişkide birden uydurulan bir bahaneyle kişinin ortadan kaybolması şeklinde görülebiliyor. Bu da yine karşı tarafın kendisini suçlamasına neden olan psikolojik bir şiddet olarak görülebilir. Devamında ise gelen terim, genellikle biraz ilerlemiş ilişkilerde ortaya çıkan psikolojik baskıyı anlatıyor.

Gaslighting dediğimiz, Türkçe’de tam bir karşılığı olmayan terim, “Gas Light (Gaz lambası)” adlı tiyatro oyunundan esinlenilerek ortaya çıkmış. Oyunda erkek eşini deli olduğuna ikna etmeye çalışmakta ve ancak gaz lambası söndüğünde eşi deli olmadığını anlamaktadır. Bu ilişki terimi ise ilişkilerde karşı tarafın kişinin akıl sağlığını ve iradesini sorgulamaya yönlendirdiği için kullanılmaktadır. Bu terimi hayata geçiren kişilerin psikolojide genellikle narsist kişilik bozukluğuna sahip olduğu düşünülür. Burada amaç partnerin kendisine olan güven ve sevgi duygularını kullanarak kendisini değersiz hissetmesini sağlamaktır. Amaç ise karşı tarafı kendisine bağımlı hale getirmektir. İnsanlar çoğu zaman bunu bilerek yapmıyor olsa da, bilerek yapan ve narsist kişiliği ile barışık kişileri de görmek mümkün. Eğer bir ilişkide, çıkan her sorunda karşı taraf size kendinizi haksız hissettiriyor ve bu sizin kendinizi sorgulamanıza neden oluyorsa, aynaya bakıp, “O bir narsist, ayrıl ondan” diyerek aklınızı başınıza getirmenizi tavsiye ederim. 

Ortaya çıkan bu terimlerden bıkmış bir Y kuşağı mensubu olarak, “Çıkma teklifi geri gelsin” tezini savunuyorum. İlişki içerisindeki davranış biçimlerinin de karşı tarafa biraz daha empati kurulan bir evreye geçmesini diliyorum.