Geçen cuma itibariyle Süper Lig, La Liga, Premier Lig ve Ligue 1'de 2023-2024 sezonu resmen başladı. Premier Lig'de sezonun açılış maçı olan Burnley - Manchester City karşılaşmasını izledikten sonra futbolda yeni sezon benim için de başlamış oldu. Geçen sezonu İngiltere İkinci Ligi olan Championship'te geçiren Burnley bu sene tekrardan PremierLig'e geri döndü ancak bu geri dönüş ilk haftadan onlar için pek iyi başlamadı. İkinci Lig’den gelip açılış maçında Manchester City ile karşılaşmak onlar adına puan kaybına neden olurken City tarafında çantada keklik bir üç puan kazanılmasını sağladı.
Sahada oynanan oyun açısından dördüncü dakikada yediğigolle 1-0 geriye düşmesine rağmen tatmin edici bir oyun sergileyen Burnley, City'ye zor anlar yaşatmayı da başardı. Ancak Erling Haaland'ın ikinci golü ile skor 2-0'a geldikten sonra ne yazık ki maçtan koptular. Tabii durum böyle olunca da karşılaşmanın heyecanı benim için yarı yarıya düştü. Ancak Burnley oynadığı oyun ile bu sene ligi orta sıralarda bitirecek gibi gözüküyor. Kim bilir belki Avrupa Konferans Ligi potasına bile girebilirler.
Pazar günü Tottenham’ın maçını olduğunu öğrendiğimde, tekrardan televizyonun başına kuruldum. Yeni hoca, yeni oyuncular ve artık Harry Kane gibi bir 9 numaraya sahip olmadan nasıl oynayacaklarını merak ettiğim için maçı pür dikkat izlemeye başladım. Kane'in yokluğunu sahada çok net bir şekilde hisseden Tottenham, geçiş oyunlarında onun gibi servisler yapabilen bir forvete sahip olmadığı için bu maçta set oyunu oynamaya karar vermiş. Brentford'un beşli savunmasına karşı set oyununda bir hayli sıkıntı çeken takım,Emerson Royal'in ceza sahası dışından attığı golle zor da olsa beraberliği yakaladı; yoksa onlar da sezona puan kaybı ile başlayan takımların yanına ekleneceklerdi. Forvet sıkıntısına ek olarak, maç içinde defansif anlamda sorun yaşayan Tottenham, bu durumu ilerleyen haftalarda çözecektir. Ancak forvette Kane'in boşluğunu tam dolduracak birini bulmak oldukça zor. Yine de ona yakın olan profilde bir oyuncu, ön hattın ihtiyacını karşılayacaktır.
Bu maçın ardından esas beklediğim karşılaşmanın vakti gelmişti: Liverpool - Chelsea. Liverpool, geçen sene yaşadığı orta saha sorunlarını bu sene düzeltmek adına orta sahaya iki tane iyi takviye yaptı. Ancak hala 6 numara eksiği sıkıntısınıbu maç içinde de yaşamaya devam etti. Buna ek olarak, JürgenKlopp, yoğun geçen sezon takviminde orta saha ve defansta rotasyon sıkıntısı çekecek gibi görünüyor. Diziliş olarak 3-4-2-1 gibi oynayan Chelsea, kağıt üzerinde tek forvetle oynuyor gibi görünse de, saha içerisinde Sterling'in Nicolas Jackson'ın yanına gelmesi ile birlikte çift forvet tarzına dönüyorlar. Sterling'in ise daha çok sağda kanat forvet oynadığı için bu rolde kendisinden istenen verim tam alınamıyor. Bu nedenle ikinci bir forvet için a sınıfı bitiriciye ihtiyaçları var. Maçtaki oyuna değinmek gerekirse de iki takım izleyenlere tempolu, bol pozisyonlu bir 90 dakika sunmayı başardı. Kaçan goller, verilmeyen penaltılar maçın ayrı yerlere gitmesine olanak sağlardı ama ben rekabet dozu yüksek olup berabere biten maçlara da kabulüm.
Günün beklediğim bir diğer karşılaşması ise Fenerbahçe -Gaziantep Futbol Kulübü maçıydı. Karşılaşmanın 25. dakikası itibariyle, Türkiye ligi ile Avrupa ligleri arasındaki oyun tarzı farkı bir kez daha dikkatimi çekti. Türkiye ligi, Avrupa liglerine göre rekabetin neredeyse son haftalara kadar devam ettiği bir lig olmakla birlikte, saha içindeki oyun kalitesi konusunda diğer liglere kıyasla geride kalmakta. Burada daha tempolu, akıcı, az faul yapılan ve topun saha dışında az kaldığı bir oyun tarzını benimsememiz halinde, biz de Bundesligaveya Serie A gibi bir lig olabiliriz. Maçın bir değerlendirmesini yapmak gerekirse, Fenerbahçe, Gaziantep'in kırmızı kartına kadar gayet iyi bir oyun oynuyordu ve o esnaya kadar iki gol de buldu. Ancak, Gaziantep'te Maxim'in kırmızı kart görmesinin ardından, sanki Fenerbahçe sahada on kişi kalmış gibi oynamaya başladı. Bu yaşanan düşüşün ardından Gaziantep, 45+5'te golü bularak durum 2-1’e geldi ve maçta o skorla bitti. Fenerbahçe maçı kazanmayı başardı, ancak böyle bir kadroyla maç içerisinde bu tarz bir oyun istikrarsızlığı ilerleyen dönemlerde maç içerisinde sorunları da beraberinde getirebilir.