Ulusal Süt Konseyi’nin (USK) açıkladığı ve 1 Mayıs itibariyle yürürlüğe girecek çiğ süt tavsiye fiyatının yüzde 8,52 zam yapılarak 13,5 liradan 14,65 liraya yükseltilmesinin, üretici için olumlu bir adım olduğunu kaydeden Ege Üniversitesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesin Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, zammın üretici açısından beklenenin altında kaldığını belirtti. Çiğ süt üreticilerinin et ve yem fiyatlarıyla yarışamadığını vurgulayan Uysal, “Çiğ süte senede 2 kez zam yapılır. Yapılan bu zam ara zam olarak olumlu. Ancak yine de 13,5 liradan 14,65 liraya çıkan fiyat, mevcut et ve yem fiyatlarının altında kalıyor. Bu nedenle maliyetleri karşılayamayan üretici, et fiyatlarının artışıyla hayvanlarını kasaba götürme eğilimi gösteriyor” diye konuştu.

harun raşit uysal (1)

“Fabrika üretim yapamaz”

Çiğ süt üreticilerinin maliyetler altında ezilmemesi için et, süt ve yem fiyatlarının oranlarının iyi ayarlanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Uysal, “Artan tavsiye fiyatı süt fabrikaları için olumlu değil. Çünkü çiğ süt fiyatı arttığında onların da üretim maliyetleri de aynı oranda artıyor. Bu noktada süt fabrikalarının da düşünülmesi gerekiyor. Ancak eğer çiğ süt üretimi durursa, süt fabrikaları da üretimlerini durdurmak zorunda kalacak, peynir, tereyağı gibi ürünleri üretemeyecekler. Bu noktada fiyatların oranları iyi belirlenmeli” ifadelerini kullandı. 

“Ara zam gelebilir”

Çiğ süt fiyatlarına temmuz ayında yeniden bir zam yapılabileceğini belirten Prof. Dr. Uysal, “Türkiye henüz seçimin etkilerini atlatmış değil. Dolayısıyla ilerleyen aylarda et, süt ve yem fiyatlarına yeniden bir düzenleme gelebilir. Seçimden sonra dövizde beklendiği gibi net bir artış görülmedi. Ancak yavaş yavaş da olsa fiyatlar artıyor. Bu da yem fiyatlarını etkileyerek fiyatları artırıyor. Öte yandan Türkiye önemli bir petrol ithalatçısı. Döviz artışı mazot fiyatlarını da doğrudan etkiliyor. Bu d elbette tüm sektörlerde olumsuz etki ortaya çıkarıyor” dedi. 

“Destekler artırılmalı”

Çiftçilerin üzerindeki baskını azaltılması için desteklerin artırılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Uysal, “Tarım Kanunu’na göre çiftçilere verilen desteklerin bütçenin yüzde 1’inden az olmaması gerekiyor. 2023 yılında bütçe 1 trilyon dolar olarak açıklandı. Bu da 33 trilyon TL olarak karşımıza çıkıyor. Kanuna göre; 330 milyar TL’lik bir desteğin çiftçilere ulaştırılması gerekirken, ulaşan destek 90 milyar TL’de kaldı. Eğer verilmesi gereken 330 milyar TL’lik destek bile verilirse, çiftçilerin maliyetlerine destek olunabilir. Bir diğer çözüm ise çiftçilerin yüzde 70 oranındaki ye maliyetlerinin yine bu desteklerle en azından yarısı kadar azaltılması olacaktır. Maliyetleri üretici ve fabrikaların üzerine yıkmaktansa, yem ve vergilerde yapılacak destekler, çiğ süt üreticilerinin de belirlenen fiyatlarla maliyetleri karşılamalarını sağlar” diye konuştu. 

Kaynak: Sercan Özipekçi