1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı yaklaşırken asgari ücret veya yüzde 10 fazlasına çalışan işçi sayısı ülke genelindeki toplam çalışan sayısının yüzde 60’ını buldu. Ocak ayında yüzde 49 artışla asgari ücret 17 bin liraya yükseltilirken son 4 ayda özellikle gıda fiyatları yüzde 100’leri bulan oranda zamlandı. Gazetemize özel açıklamalarda bulunan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, temel gıda ürünlerinin başında gelen kırmızı ve beyaz ete gelen zamların bile yüzde 170’lere dayandığını söyleyerek, hızla artan ürün fiyatlarının asgari ücretlinin kazancını da aynı hızda erittiğini vurguladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre sadece gıda fiyatlarından oluşan Açlık Sınırı’nın bile mart ayında 16 bin 646 TL olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, “Yani asgari ücretli sadece gıda için 16 bin 646 TL harcamak zorundayken geri kalan 354 TL ile de kirasını, çocuğunun harçlığını, kırtasiye malzemelerini, ulaşım giderlerini, elektrik-su ve doğalgaz borcunu, ilaç parasını ve giyimini karşılamak zorunda” dedi. Yoksulluk sınırının ise gıda fiyatlarına giyim, konut kirası, faturalar, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçların eklenmesiyle bulunduğunu açıklayan Çerkezoğlu, “Yine TÜİK verilerine göre bu rakam mart ayında 57 bin 578 olarak belirlendi. Yani tiyatroya, sinemaya, ailenizde dışarıda yemeğe veya tatile gitmeden yaşamanız için gereken miktara bile 3 asgari ücretli bir araya gelse yine de yetişemiyor; 6 bin 578 TL’lik kısmı eksik kalıyor” diye konuştu.
“DAHA DA KÖTÜ OLACAK”
Asgari ücretli için hayatını sürdürmenin artık imkansız hale geldiğini aktaran Çerkezoğlu, “Bu yıl Merkez Bankası’nın hükümete yazdığı yazı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıklamalarıyla yıl sonuna kadar başka bir zam yapılmayacağı açıklandı. Bu durum zaten yoksul olan halkın, işçinin daha da yoksullaşmasına neden olacak. Fakat diğer yandan bankaların ve şirketlerin asgari ücretin yüksekliğinden dem vururken karlarının olağanüstü attığı da görüyoruz. Sermayenin direktifleri doğrultusunda hazırlanan politikalara bakıldığında emekçiler açısından yaşanan ağır tablo daha da kötüye gidecek; iktidar bırakın frene basmayı vites büyütecek. Bu haksızlığa karşı sesimizi duyurmak için 1 Mayıs’ta yer almalıyız ” ifadelerini kullandı.
‘AVRUPALI İŞÇİ’ ÖRNEĞİ
İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gençer, piyasa rakamlarıyla karşılaştırıldığında şaibeli hale gelen TÜİK rakamlarının bile asgari ücretlinin ölümünü gizleyemediğini söyledi. Asgari ücretin en az yoksulluk ücreti kadar olması gerektiğini vurgulayan Gençer, “İnsanlar sadece evde yemek yiyip faturalarını ödeyerek mi bir ömür geçirmeli? Neden sinemaya, tiyatroya gitmesin, neden yılda 1 hafta otele gidip tatil yapmasın? Neden işportada satılan merdiven altı giysiler yerine kaliteli, markalı ürünleri almasın, neden haftada bir kez ailesiyle et yiyemesin? Bizi kıskandığı söylenen Avrupa ülkelerinin hemen hepsi bu saydıklarımızı asgari ücretiyle yapabilirken bizde 3 asgari ücretli parasını birleştirse yine bunları yapmaya yetmiyor” dedi.
ÖĞLE YEMEĞİ BİSKÜVİ
İşçilerin ve emekçilerin haklarını aradığı ve kazanımlarını kutladığı 1 Mayıs’ların artık geçmişte kaldığını vurgulayan Gençer, “Maalesef öğle yemek arasında parası bir paket bisküviye yeten asgari ücretli, bir de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın Temmuz ayında yeni bir zam yapılmayacağını duymasıyla bu düzene karşı mücadele etmek için 1 Mayıs'a katılacak. Çünkü açıklanan bu karar asgari ücretliye ‘öl’ demektir; onu diri diri mezara gömmektir. Bu nedenle bizler için 1 Mayıs parababalarının sömürü ve soygun düzenine karşı işsizlik ve pahalılık cehennemine karşı birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Biz de 1 Mayıs'ta Taksim'de olacağız” diye konuştu.
45 SANİYEDE 1 AYLIK MAAŞ
CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, yanlış ekonomi politikalarıyla bile isteye Türk Lirası’nın değer kaybettirildiğini bunun sonucunda yapılan her asgari ücret artışının birkaç ay içinde açlık sınırının altında kaldığını söyledi. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Arslan, “Emekliye, asgari ücretliye yapılacak zam oranları düşük kalsın diye enflasyon oranları TÜİK eliyle düşük gösteriliyor. Gerçek enflasyonun çarşıda pazarda vatandaşımız fiyatların 3-4 ayda 2 katına çıktığını açıkça görüyoruz. Buna karşın iktidar, lüks harcamalarını ve savurganlığını bitirmiyor. Sarayın günlük harcaması 33 milyon TL. Yani bir işçinin 30 gün boyunca çalışıp kazandığı parayı saray 45 saniyede harcıyor. Dakikada ise 2 emekli maaşı sarayın harcamasına gidiyor. Açlık sınırında yaşayan asgari ücretli için 1 Mayıs bayram değil hakkını arama, açlığa meydan okuma günüdür” dedi.