Artan maliyetler, enflasyon ve taksit sayılarının düşük olmasından dolayı vatandaşlar mobilya almakta zorlanıyor. Mobilya satışlarındaki düşüş TÜİK verilerine de yansırken gençler evlenemez oldu. Ev fiyatlarındaki artış da yeni ev kurmayı zorlaştırırken mobilya üretimi talep daralması nedeniyle yüzde 60 oranında azaldı. Satışlar ise bir önceki yıla oranla yarı yarıya düşerken artan maliyetler ise fiyatların 2 katına çıkmasına neden oldu. Tüm bunlara ek olarak bazı bankaların ticari kredi kartlarında taksit sayısını 3’e bireysel kartlarda ise 9’a düşürmesinin sektörü isyan ettirdi. Mobilya satışlarında düşürülen taksit sayılarının sektörü zor duruma soktuğunu vurgulayan Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak, “Kredi kartlarına getirilen sınırlamalar hem satıcıları hem de alıcıları yeni çözümler bulmaya itiyor. Bankacılık sisteminin bu kadar geliştiği bir ortamda tekrar senetli satışlara dönüş başladı. Üretici artık sattığı ürüne finansman sağlar hale gelerek bankaların rolünü üstlendi" dedi.
‘Faturasız satış artar’
Üreticinin ve mağazanın bir şekilde ürününü satmak zorunda olduğunu dile getiren Karaçak, “Aksi halde üretimi kısma yoluna gidecek ki bu da işten çıkarmalar, yatırımların durması anlamına gelir. Kısaca küçülme demektir ki hem sektörü hem de ülkemizi olumsuz yönde etkiler. Bu sebeple senetli satışlara yönelim başladı. Tabi bu gayri resmi satışların ve buna bağlı olarak vergi gelirlerinin de düşmesi demek. Özellikle faturasız satışların artmasından endişe ediyoruz. Bu orta ve uzun vadede haksız kazanca, devletimizin hem KDV hem de kurumlar vergisi gelirlerinde kayıp yaşamasına neden olabilir. Mevcut kararların tekrar gözden geçirilmesi ve kredi kartı taksitlerinde eski düzene geri dönülmesi sektörü yeniden canlandıracak” diye konuştu.
‘Tek başına yetmez’
Vatandaşların mevcut ekonomik şartlarda mobilya gibi yüksek fiyatlı ürünleri peşin ya da kısa vade ile alma şansının olmadığını belirten Karaçak şöyle konuştu: “Bu nedenle taksit sayısını düşürmek bir yana yükseltilmesi gerekiyor. Enflasyonla hep birlikte mücadele edeceğiz ancak sadece üreticilerin mücadelesi çözüm olamaz. Sektörde kapanmalar ve konkordatoların başlıca sebeplerinden biri kredi kartlarında taksit sayılarının azaltılması. Kredi kartına taksit sayısının düşürülmesi, her geçen gün azalan alım gücünü olumsuz etkiledi. Bu durum hem üreticiyi, hem bayileri hem de alıcıları son derece zor durumda bıraktı. Mobilya için hem bireysel hem de ticari kredi kartlarında 12 ay, 18 ay gibi taksit imkânlarının olması gerekiyor. Bu sebeple mobilya ayrı kategoride değerlendirilmeli. Nasıl ev, araba alırken daha yüksek taksit sayılarından bahsediyorsak mobilya için de uzun vadeli imkânlar sunulmalı. Devlet ve bankalar arasında bir anlaşma ile sektöre özel kredi imkânları düşünülebilir.”
6 ayda 2 milyar dolarlık ihracat
Türkiye’de mobilya üretiminde kullandıkları teknolojilerin, dünya ile rekabet edebildiğini ama yeterli olmadığını aktaran Karaçak, “Sektörde ürün tasarımına daha fazla önem verilmeli. Bunun için mobilya tasarımcılarının yetiştirilmesine gereken ilginin gösterilmesi gerekiyor. İlaveten marka bilincinin oluşturulması da dünyada ‘Türk Mobilyası’ algısının oluşması için büyük önem arz ediyor. İhracatta da önemli başarılara imza atıyoruz ancak çok daha iyisini yapabiliriz. İhracatımızı artırmanın yolu katma değerli üretimden geçiyor. Ve tabi katma değerli üretim de gücünü özgün tasarımdan alıyor. Dolayısıyla nitelikli tasarımı, inovasyonu ve markalaşmayı odağımıza almalıyız. Bu yılın ilk 6 ayında 2 milyar 183 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Katma değerli üretim ile bu rakamı çok daha yükseltebiliriz. Orta vadede ilk beşe girme ve 2028’de 10 milyar dolar ihracata ulaşma hedefimiz var” dedi.