İnsan yaşamında tarım çok önemlidir. Çünkü yaşamın sürekliliği için tarım ürünleri tüketmek zorundayız. İşte bu zorunluluktan dolayı tüm dünyada tarım tekelleşiyor. Tarımsal ürünler alanında çok büyük bir rant var. Bu yüzden küçük çiftçilik ve hayvancılık bitiriliyor. Tarım ürünlerini artık çok büyük şirketler büyük alanlarda yoğun kimyasal gübre ve tarım zehri kullanarak konvansiyonel tarım sistemiyle üretiyorlar. Tüm dünyada kapitalizmin çok uluslu şirketlerinin politikaları doğrultusunda küçük çiftçilik ve köylülük bitiriliyor. Eskiden tarım liseleri vardı, Köy Enstitülerinde tarım çalışmaları yapılırdı. Okullarda tarım dersleri vardı.İşte bunların hepsi bu şirketlerin politikalarından dolayı kaldırıldı. Toplumun tarım konusunda bilinçlenmesi engellendi. Çünkü amaç belliydi. Köylülük bitti, yığınlar kentlere göçtü, oralarda iyi bir alıcı kitlesi oluştu. Büyük şirketlerde onları besliyorlar.
Ben ortaokulda okurken tarım dersindebirçok şey öğrenmiştim. Sıcak yastıklarda yerel tohumlardan sebze fidesi yetiştirmiştik. Teorik olarak öğrendiklerimizi okul bahçesinde pratik olarak uygulamıştık. Hepimiz tarım dersini seviyorduk. Zaten evlerimiz hep bahçeliydi hiç apartman yoktu o zamanlar. Evlerin bahçesinde doğal tarım yöntemiyle yerel tohumlar kullanılarak tarım ürünleri yetiştiriliyordu. Bu yüzden tarım konusunda biraz bilgiliydik. Ama okulda arkadaşlarımızla kolektif bir çalışma yaparak fide yetiştirmek sonra onları asıl yerlerine dikmek çok daha keyifliydi.
O zamanlar okul bahçelerinde meyve ağaçları olurdu, çocuklar dalından meyve kopartıp yerdi. Şimdi yeni yapılan okullarda ilaç niyetine bir tane bile meyve ağacı yok. Bizim mahalledeki mandalina bahçelerinin yerine okullar yapıldı. Okulların bahçesi çok büyük ama tamamen beton. Bahçede hiç ağaç ve bostanyok. Okullar yapılırken mandalinaların hepsi kesildi. Oysa bahçenin etrafında en az 3 sıra ağaç kalabilirdi. Çocukların ağaçların gölgesinde oturmaları dalından meyve koparmaları çok mu kötü bir şey?
Kocaman bir mandalina bahçesinin hepsini kesmek, bir ağaç bile bırakmamak nasıl bir şeydir anlayamıyorum. Bu nasıl bir doğa düşmanlığıdır.
Bütün mesele okul projelerini onaylayan Milli Eğitim Bakanlığı’nda. Milli Eğitim Bakanlığı istese okul bahçeleri için yeni düzenlemeler yapabilir. Okulun bahçesinin büyüklüğüne göre okul bostanı yapılabilir ve meyve ağaçları dikilebilir.
Çevre bilinci gelişmemiş doğa dostu olmayan mimarlar inşaat mühendisleri işte böyle kocaman mandalina bahçesinde tek bir ağaç bırakmazlar. Bu konu bize okullarda doğayla ve tarımla ilgili derslerin olmamasının ne kadar kötü bir şey olduğunu gösteriyor.
Tüm dünyada ve ülkemizde yerel tohumların, küçük çiftçiliğin ve köylülüğün bitirilmesine rağmen ben hala umudumu yitirmedim. Çünkü ülkemizde hala bir avuç yerel tohum var. Onlar çoğaltılıp yaygınlaştırılarak gelecek kuşaklara aktarılabilir. Okullarda çalışmalar yapılarak okul bostanları oluşturulabilir. Bir arkadaşım Amerika’da anaokullarında çevre konusunda eğitim çalışmaları yapıldığını söylemişti. Doğrusu da budur. Doğa bilincinin gelişmesini sağlayan çevre ve tarımla ilgili dersler anaokulunda başlamalı ve üniversite bitinceye kadarda devam etmelidir.
İzmir’de ilkokullarda çocuklarla bardaklara yerel tohum diktik ve söyleşi yaptık geçmiş yıllarda. Ama anaokulundaki çocuklarla hiç çalışma yapmamıştık. Bir arkadaşım oğlunun anaokulunda küçük bir okul bostanı oluşturulduğunu söyleyince çok heyecanlandım ve inanılmaz mutlu oldum. 15 gün önce Can Yücel Tohum Merkezi’nden aldığımız tohumları bu anaokuluna götürdük.
“Çocukça Bir Akıl” butik bir anaokulu. Anaokulunun sahibi Psikolog Ayşegül Aktürk çocukların sağlıklı beslenmesine çok önem verdiklerini söyledi.Kışın yemeklerde kullanmak için yazdan domates konservesi yapıyorlarmış. Yoğurtlarını kendileri yapıyormuş. Bahçede küçük bir alana sebze fidesi dikmişler büyük gruptaki çocuklarla birlikte. Büyük gruptaki çocuklarbenim götürdüğüm tohumları minik elleriyle saksılara ektiler. Meraklı gözlerle beni dinlediler. Kısa bir söyleşi yaptım çocuklarla. Çok mutlu oldum minik doğa dostlarıyla birlikte yerel tohum diktiğim için.Çocuklar için bu yaşlar çok önemlidir. Bu yaşlarda öğrendikleri bütün yaşamlarında onlara gerekli olur. Bu yüzden bir bitki yetiştirmek onu yemek, ellerinin toprağa değmesi, doğayı tanımaya başlamaları çok önemlidir.
Türkiye’de birçok bölgede kırsal kalkınma çalışması yaptım. Hala azda olsa yerel tohum var. Okulların bahçelerinde küçük bostanlar oluşturulabilir ve meyve ağaçları dikilebilir. Okullarda yetiştirilen sebzelerin tohumlarını çocuklar ailelerine götürürlerse ve onlarda bostanlar kurarlarsa yerel tohumlar yaygınlaşır, tükenmez. Örneğin İzmir’de birçok okula gittim bostan kurmak için bahçeleri uygun. Yerel yönetimlerle ortaklaşa projeler hazırlanarak okul bostanları kurulabilir. Tarımın bitirilmesine yönelik tüm çalışmalara rağmen yine de bir şeyler yapılabilir. Benim umudum hala var.Aliağa’da bir lise ve bir ortaokulun ortak bahçesinde 6 yıl önce sebze bostanı kurduk çocuklarla birlikte, o okulda hala üretim yapılıyor. Çocuklar yazın o bostanda çalışıyorlar, ürünleri evlerine götürüyorlar. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Sağlıklı ve mutlu günler sevgiler…