İnsanoğlu beşerdir şaşabilir ama hatasını anladıktan sonra pişman olup dönmesi gerekmektedir. Fakat, derim ki hatasız kul olmaz deyip te günaha batmayalım. İsyan ve hatalarımızda ısrar etmeyelim.
Hadiste mevcut olan hakikatlere gelince, bizce mühim olan birkaç tanesine dikkat 1. Tövbelerin kabulü bizzat kur'ân ayetleriyle açık şekilde belirtilmiştir ki, tövbe edildikten sonra bütün günahlar affedilebilecektir. Dinimizin en büyük günah olarak kabul ettiği "şirk”ten tövbe edilip allah’a yönelmesi halinde, allah onu da affetmektedir. Yaptığı kötülüklere pişman olmak, nedamet duymak allah katında makbul olunan bir ibadettir. Belirtildiği üzere küfür ve şirkten tövbenin makbuliyetine, tövbenin kabulüne kesinlikle iman gerekmektedir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) Efendimiz “tövbe eden kişi günah işlememiş gibidir” buyuruyor.
Peygamber efendimiz bu çeşit cürümden günah işleyene bile, sıdk ile, samimiyetle, sadakatle, içtenlikle ve sırf Allah korkusuyla tövbe ettiği takdirde, affedilme ümidi vermektedir. Hikâyede, rahibin öldürülüş sebebi, yüz kişi katilini ümitsizliğe düşürülmesidir. Cenab-ı Hakk'ın kulları karşısındaki rahmetinin derecesini ifade etmektedir. Kuran-ı kerimde” de ki: "(allah şöyle buyuruyor:) Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden, bereketinden merhametinden asla ve asla ümidinizi kesmeyin!
Şüphesiz ki Allah affedicidir, bağışlayandır. Bütün günahları bağışlayabilir. Şüphesiz ki o’ çok merhametlidir. Buyuruluyor” (zümer süresi ayet 53) inanan nasıl olsa affolunuyor diyerek böyle bir suça girmesine yer yoktur. Adam öldürmek şirkten daha şerdir. Buradaki amaç insan bir günah işlediği zaman onu bir daha yapmamak üzere tövbe istiğfarda bulunmasıdır, günahları terk etmesidir. Mü'minin (iman ehlinin) günah karşısındaki edebi belirtilmiştir: tövbe "günaha düşmekten, üzerine dağ düşecekmiş gibi korkmak." kıyamet anına kadar kapanmamak üzere açılan bir tövbe kapısıdır. Pişmanlık. Ey rabbimiz! Günahlarımızdan tövbe ediyoruz, af ve mağfiretini, rahmetini, diliyoruz bir dahi kötülüklere dönmemek üzere sana yalvarıyoruz, bizleri kabul eyle, bir daha kötülüklere dönmemekte bizlere güç ve kuvvet ver!
2. Mü'min için niyet ve azmin amelden üstün olduğu: mücrimin (günahkarın) affına sebep olan iki şey gözükmektedir:
Tövbe ve iyi amellerde acele etmek:
Rahmet ve azab meleklerinin mesafe ölçmeleri çok manidar bir husustur. Rivayette, hedefe, iyiler diyarına bir karış daha yakınlığının günahkâr kişiyi kurtardığı ifade edilmektedir. İnsana ölüm habersizce geldiğine göre, tövbe ve hayır işlemekte yarını beklemekte ve hatta "az sonrayı beklemeden tövbe etmek önemlidir. Yarına çıkıp çıkamayacağımızı bilmiyoruz.
3. Çevrenin insan üzerindeki etkisi:
Bu rivayette Resûlullah (s.a.v.) Bu hususa da dikkat çekmektedir o alim; "falan memlekete gitmelisin. Zira orada Allah'a ibadet eden kimseler çoktur. Bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin, zira orası kötü bir yer." (yani günah işlememek üzere tövbe-i nasuh ile tövbe etmendir.) "yaşamakta olduğun kötü köyden çıkacaksın." (yani günahları mutlaka terk etmelisin) demiştir.
"Müflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu. Ashaba: -Bizim aramızda müflis, iflas eden parası, malı ve mülkü olmayan kimsedir, dediler. Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, iflas edeni kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdular. [müslim bir 59] müminin iflası budur.
Tövbe konusunda sahabelerden alacağımız çok ibretler vardır. Hz. Hamza’yı şehit eden vahşi, yapmış olduğu günaha günlerce ağlayarak ve tövbeler ederek bağışlanma dilemiştir. Peygamber efendimizi daima izlemiş, kendisine bir gün, gel diyeceğini ümit etmiştir. Ve neticede kendisinin günahı affedilmiş ve sahabelerden birisi olmuştur.
İslam dini gelmeden önce günahın her türlüsüne bulaşmış olan insanlar İslam ile yıldızlar haline gelmişlerdir. Peygamber efendimizin ashabı olma şerefine nail olmuşlar, İslam dininin ilk inananları olmuşlardır. Ömer, efendimiz peygamberimizi (s.a.v.) Öldürmeye giderken hatasını anlayıp dönüş yapmış ve Hz. Ömer olmuştur.
Müslüman temiz demektir. Abdest ve gusül ile bedeni temizliğini, elbisesinde, namaz kılacağı yerde bulunan pislikleri gidermek suretiyle elbisesini, yapmış olduğu hatalara tövbe etmek ve ibadetlere yönelip, ahlaken kemale, olgunluğa ermekle maneviyatını temizlediği kişidir.
Yüce rabbimiz yapmış olduğumuz günahlarımızı, hatalarımızı, isyanlarımızı, kusurlarımızı affeylesin inşallah. İki cihan mutluluğunu elde etmeyi Cenabı Allah cümlemize ve cümle ümmeti Muhammed’e nasip etsin. İman ilkelerinden dönmeden, ibadetlerini tam anlamıyla yerine getirerek, güzel ahlaklı bir hayat sürmeyi ve imanla ölmeyi nasip etsin.
Konumuzu peygamber efendimizin mübarek sözleriyle bitirelim. Günahtan tövbe eden kişi hiç günah işlememiş gibidir. Tabii ki bir daha bu günahları yapmamak üzere.
Allah’a emanet olunuz.