Veysel Karani'nin sahabilik statüsü ve Peygamber Efendimiz'le karşılaşamaması, İslam tarihindeki önemli tartışma konularından biridir. Bu mesele, İslam alimleri arasında farklı görüşleri içermekte ve detaylı bir araştırma gerektirmektedir. Veysel Karani sahabe mi değil mi? Veysel Karani Peygamber Efendimizi neden göremedi? Bu yazıda, Veysel Karani'nin sahabe olup olmadığına dair argümanları ele alacak ve onun Peygamber Efendimiz'le neden buluşamadığına dair muhtemel açıklamaları değerlendireceğiz.

Veysel Karani sahabe mi değil mi?

Üveys bin Âmir el-Karanî, Yemen'in Karen köyünde dünyaya gelmiş, bu nedenle genellikle "Karanî" olarak anılmıştır. Kendisi gibi adını taşıyan bir kabileden gelmektedir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmese de, Mudar kabilesine mensup olduğu bilinmektedir. Babası Âmir, on dört yaşındayken vefat ettiğinden, annesi tarafından büyütülmüştür. Annesine olan derin saygısı ve bağlılığı, onu manevi bir olgunluğa eriştirmiştir. Hz. Muhammed'in yaşadığı dönemde Müslüman olmuş, ancak Peygamber'i göremediği için sahabe unvanını elde edememiştir.

Üveys Karanî, Yemen'de deve çobanlığı yaparak geçimini sağlamıştır. Mütevazı bir hayat sürerken, otlatıp bakımını üstlendiği develer için mütevazı bir ücret almış ve kazancının bir kısmını fakirlere dağıtmıştır. Hastalıktan ve yaşlılıktan muzdarip annesinden başka ailesi olmayan Üveys, hiç evlenmemiştir. Yemen'den sonra yaşamını Basra'da sürdürmüş ve Hz. Ömer'in halifeliği döneminde Medine'ye gelmiştir.

Hayatının büyük bir bölümünü ibadetle geçiren Üveys, başlangıçta toplumun dikkatini çekmiştir. Ancak zamanla onun manevi derinliği fark edilmiş ve saygı görmüştür. Annesinin vefatından sonra Karen köyünü terk etmiştir.

Veysel Karani Peygamber Efendimizi neden göremedi?

Veysel Karani'nin asıl adı, Üveys bin Âmir el-Karanî'dir. Üveys Karanî, Hz. Peygamber'i görmeyi arzulayan derin bir aşk ile yanmıştır. Ancak annesine olan bağlılığı, uzun süre ondan ayrılmasını engellemiştir. Sonunda annesinden izin alarak Hicaz'a gitmiş, ancak Hz. Muhammed'i görememiştir. Eve döndüğünde, Hz. Muhammed kendisini mütevazı bir kul olarak kabul etmiş ve ona methiyeler düzmüştür.

Validesinin vefatından sonra Yemen'de kalamayacağını anlayan Üveys, Hz. Muhammed'in evlatlarına hizmet etmek üzere Hicaz'a göç etmiştir. Daha sonra Kûfe'ye yerleşmiş ve Sıffin Muharebesi'nde Hz. Ali'nin safında şehit olmuştur.

Başka bir rivayete göre, Sıffin Muharebesi'nde Hz. Hüseyin'in muhafazası için savaşırken şehit düşmüştür. Kabrinin tam yeri belirsiz olsa da, çeşitli yerlerde ziyaret edilen kabirleri olduğuna inanılmaktadır. Bunlar arasında Siirt'in Baykan ilçesi, Diyarbakır'ın Kereb ilçesi, Mardin, Bursa-Gemlik yolu üzerindeki Atıcılar Mevkii, Garzan, Hicaz, Rakka (Sıffin), Yemen'deki Zebit kasabası dışındaki Meşhed-i Şerif, Beyrut, Hindistan ve Horasan bulunmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi