Melis Yağmur Hanzade, İzmir’de yaşayan trans bir kadın. Trans kadınların istihdam ve barınma konusunda maruz kaldığı zorlukları çok kez yaşamış. Hala da yaşamaya devam ediyor. Şimdiye kadar sayısız iş başvurusunda bulunmasına rağmen hep olumsuz yanıt almış. Asıl mesleği, icra ederken çok mutlu olduğu ‘müzisyenlik’ fakat cinsel kimliğinden dolayı bu alanda iş bulamıyor. Şimdilerde bir işletmede temizlik görevlisi olarak çalışıyor.

Trans kadınların birçoğunun iş bulamadıkları için seks işçiliği yapmak zorunda bırakıldığına değiniyor. LGBTİ+’lara yönelik siyasi iktidar tarafından da sıklıkla dillendirilen nefret söylemlerinin kimi zaman cinayete kadar uzandığını aktaran Hanzade, “Eğer trans kadınsan başına gelen her şey normaldir. Böyle bir algı, böyle bir basiretsizlik var” diyor.

Hanzade, Türkiye toplumunda trans bir kadın olmayı ise “Toplumumuzda zaten kadınlar sistematik olarak şiddete maruz bırakılıyorken, trans kadınlar daha da büyük zorluklarla karşı karşıyalar” sözleriyle anlatıyor. 

MÜZİSYENİM AMA KİMSE SAHNE VERMİYOR

Öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz?
Adım Melis Yağmur Hanzade, 28 yaşımdayım. Daha önce 6 yıl gazetecilik yaptım. Müzisyenim. Şu an bir işletmede temizlikçi olarak çalışıyorum. Toplumda bize istihdam noktasında çok fazla alan açılmadığı için sadece belli başlı işleri yapabiliyoruz. Onu da bulabilirsek çok iyi. Bir yandan müziği de bırakmadım ancak trans olduğum için sanatımı icra edecek sahne bulamıyorum. Aramaya devam ediyorum. Müzik yaparken mutluyum çünkü. Umarım bir gün birisi el verecek. 
Trans kadınların istihdam alanında yaşadığı sorunlar neler? İş başvurularında genelde nasıl geri dönüşler alıyorsun?
İş başvurularım genelde telefonda çok iyi geçiyor. Çünkü sesimden trans bir kadın olduğumu anlayamıyorlar. Ancak görüşmeye gittiğimde, ‘Biz yeni bir arkadaş aldık’ gibi tamamen geçiştirme üzerinden cevaplar alıyorum. Trans olduğum için işe alınmadığım bariz bir şekilde belli. Görünüşümden dolayı işe alınamayacağımı dile getirenler de oldu. 

EĞER TRANS KADINSAN…

Yaşanılan istihdam sorununun sonuçlarını da konuşmak istiyorum. Dayatılan bir seks işçiliği meselesi var. Ne düşünüyorsun?
Bunun sonucu kısaca ölüm! Seks işçiliği yapan arkadaşlarımızın birçoğu kendini kurtaramıyor. Bir kısmı madde bağımlılığı yaşıyor. Bir kısmı da psikopat, cani bir kişi tarafından öldürülebiliyor. Bu insanların bazıları trans kadınlara şiddet uygulamayı kendinde bir hak olarak görüyor. Mahkemelerde de bunun pek çok örneği var. Beraat alma durumları dahi söz konusu olabiliyor. Toplumumuzda zaten kadınlar sistematik olarak şiddete maruz bırakılıyorken, trans kadınlar daha da büyük zorluklarla karşı karşıyalar. 
Bu noktada destek bulabiliyor musunuz? Bir trans kadın öldürüldüğünde ‘Öldürüldüyse kesin bir şey yapmıştır’ gibi bir algı mı var?
Evet, maalesef böyle bir algı var. Eğer trans kadınsan başına gelen her şey normaldir. Böyle bir algı, böyle bir basiretsizlik var. Bize kendi cinsiyetimizi yaşama alanı bırakmıyorlar. Biz sürekli kendi yaşam alanımızı savunmak durumunda kalıyoruz. Her kadın kendisine hakaret edene karşı tepkisini gösterir. Biz de her kadının verdiği tepkileri veriyoruz. 
Bunların sonucu ölüm dedin. Peki trans kadınlarda intihar vakaları da yaygın mı?
Evet yaygın. Benim manevi kız kardeşim, doğuştan çift cinsiyetli bir insan. İnterseksüel bir birey. O da çok zorluklar yaşadı. İntihar etti, onu hastaneye ben yetiştirdim. Yaşadıkları çok zorlu süreçlerdi. Ailesinden sistematik bir şekilde işkence gördü. Bunun üzerine seks işçiliği yapmak istemiyordu. Her insan gibi çalışmak istiyordu. İş bulamadıkça her defasında daha fazla bunalıma giriyordu. Pek çok kez intihar girişimleri oldu. Benim de intihar girişimlerim oldu. Banason dakika destek çıkan insanlar oldu.
Ailenle görüşüyor musunuz, nasıl bir ilişkiniz var?
Ailemle görüşüyorum ancak ilişkimiz çok iyi değil. 

“BU MUHİT BUNU KALDIRMAZ!”

Trans bireylerin barınmayla da ilgili ciddi sorunlar yaşadığını biliyoruz. Senin bu alandaki deneyimlerin neler? 
Trans kadınlara kimse ev vermek istemez. İstihdam konusundaki ayrımcılık daha doğrudan şekilde bizlere yansıtılır. Genellikle ‘Trans olduğunuz için evi size veremeyiz. Bu muhit bunu kaldırmaz’ cevabını duyarız. Yaşaman yasakmış gibi bir tavırla karşılaşıyorsun. Bunların hepsi üst üste geldiğinde intihar eğilimleri çok artıyor. Bize yaşam alanı bırakmıyorlar. Daha önce bu tarz şeyleri defalarca yaşadım. Şu an yaşamıyorum. Şanslıyım, iyi bir ev sahibim var. Ancak birçok arkadaşımız bu kadar şanslı değil. Sokakta kalan arkadaşlarımız var. Sadece bu sebepten dolayı seks işçiliği yapmak zorunda kalanlar da var. Dolayısıyla pek çok insanın asıl tercihinin seks işçiliği olmadığını söyleyebilirim. Çok gergin ve zor bir meslek. Meslek diyorum çünkü maalesef böyle bir meslek var. Trans kadınlar da bu mesleğin esiri olmuş durumda. Aslında trans kadınlara fırsat verildiği zaman ben bizler çok güzel çalışıyoruz. Pek çok yerde ‘sizdeki performansı başka kimsede göremiyoruz’ diyorlar. Bizler azimliyiz. En azından dürüstüz, biz buyuz. Başka bir kadınla evlenip o kadının hayatını zindan etmiyoruz. 

KENDİMLE SAVAŞTIM AMA OLMUYORMUŞ

Siyasi iktidarın LGBTİ+’lar üzerindeki artan baskısı ve nefret söylemlerine varan açıklamaları sana neler hissettiriyor? 
Biz tam olarak anlaşılmış değiliz. LGBTİ+’yıbir terör örgütü gibi göstermeye çalışıyorlar. Hiç ilgisi yok. Ben zorla kimsenin cinsiyetini değiştirmeye çalışmıyorum. Çünkü bu heves edilecek veya başkalarına özendirilecek bir şey değil. Biz zaten bunun zorluklarını yaşıyoruz. Toplum baskısının yanı sıra, kendi benliğimde yaşadığım pek çok zorluk var. Ben Müslüman bir kadınım. Allah kimseyi kendi bedeniyle ters düşecek bir hissiyatla, bir yaratılışla dünyaya getirmesin. Ben bunun zorluğunu çok yaşadım. Ben ufacık bir çocuğun bunları yaşamasını istemem. Bu tür nefret söylemleri toplumu kutuplaştırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.
Şöyle bir algı var, sadece seks üzerinden bize bakıyorlar. Bizim meselemiz seks değil, var oluşumuzun bu olması. Biz kimseye tecavüz etmiyoruz. Kimseyi öldürmüyoruz. Kimseye zarar vermiyoruz. Cinsel kimliğimiz bizim değiştirebileceğimiz bir şey değil. Buna rağmen ben 26 yaşıma kadar yaratılışımın tam tersini yapmaya çalıştım. 12 ay askerlik yaptım. Ben kendimle savaştım.Olmuyormuş… Yapabiliyorum sanıyordum, yapamadım. Eski halimden ne kadar uzaklaşırsam o kadar kendim oluyorum, daha mutlu oluyorum. Ben bir kadınım ama vücudumda erkek emareleri var. 
Senelerdir antidepresan kullanıyorum ve psikolojik yardım alıyorum. Daha önce kimliğimi yaşayamadığım için kullanıyordum, şimdi ise kimliğimi yaşarken maruz kaldığım durumlardan dolayı kullanıyorum. Birçok arkadaşımızın da benzer süreçleri yaşadığını söyleyebilirim. 

EBRAR KARAKURT’A DESTEK

Ebrar Karakurt, sırf kendi cinsel kimliği ve cinsel yönelimi nedeniyle bir linç kampanyasına maruz bırakıldı. Kişisel yaşamın gizliliği ve korunması anayasal bir haktır. Sadece aykırı görünüyor diye bu insanın yaşam alanına karışamazsın. Karışanlar önce kendi ahlaki değerlerini bir kontrol etsinler. Demek ki her şeye ‘bel altı’ bakıyorlar. 

Kaynak: Doğukan Fikri Fidan