Türkiye'nin yakın tarihine dair merak edilen sorulardan biri, son dönemde internet kullanıcıları arasında sıkça sorulmaya başlandı. "Türkiye'de öldürülen ilk başbakan kimdir?" sorusu, tarih meraklıları ve genel okuyucular tarafından yoğun ilgi görüyor. Bu sorunun yanıtı, sadece bir tarihi olayın hatırlanması değil, aynı zamanda ülkenin geçmişine dair önemli bir bilgi sunuyor. İşte, bu sorunun cevabını öğrenmek isteyenler için gerekli bilgiler...

Türkiye'de öldürülen ilk başbakan kimdir?

İsmail Nihat Erim, Türk hukukçu, akademisyen ve siyasetçidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde beş dönem Cumhuriyet Halk Partisi'nden milletvekili olarak görev yapmış olan Erim, 1948-50 yılları arasında bayındırlık bakanı ve başbakan yardımcısı olarak görev almıştır. 12 Mart Muhtırası sonrası 1971-1972 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görev yapmıştır. 19 Temmuz 1980'de İstanbul Dragos'ta Devrimci Sol militanları tarafından düzenlenen suikast sonucu 68 yaşında hayatını kaybetmiştir.

Nihat Erim kimdir?

Nihat Erim, 17 Mart 1912'de, Kocaeli'nin günümüzdeki sınırları içinde kalan İstanbul vilayetine bağlı Kandıra ilçesinde doğdu. Raif Bey ve Macide Hanım'ın oğludur. Erim'in doğum tarihi, Ahmet Gülen'in doktora tezinde belirtildiği üzere, Erim'in damadı Akın Önalp tarafından 4 Kasım 1911 olarak da kaydedilmiştir.

Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Paris Hukuk Fakültesi'nde doktora yapmıştır. 1939'da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kamu hukuku doçenti olarak atanmış ve 1941'de profesör unvanını almıştır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde kamu hukuku derslerinin yanı sıra, Siyasal Bilgiler Okulu'nda devletler hukuku dersleri de vermiştir. 1959-1961 yılları arasında Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu üyesi olarak görev yapmıştır.

Turkiyede Oldurulen Ilk Basbakan Kimdir2

Siyasi Kariyeri

1943-1950 yılları arasında CHP Milletvekili olarak TBMM'de bulunan Erim, 2. Saka Hükûmeti'nde bayındırlık bakanı, Günaltay Hükûmeti'nde ise başbakan yardımcısı olarak görev yapmıştır. Demokrat Parti'nin yerel seçimleri boykot etmesi üzerine 30 Mayıs 1946'da, "... sosyal bünyede derin rahatsızlıklar müşahede edildiğinde bunu gidermenin yolu, bir müddet için 'hürriyet ilâhının üzerine bir şal örtmek' ve yukardan aşağı bir otorite tesis eylemektir." ifadesini kullanmıştır. CHP muhalefete geçtikten sonra, partinin yayın organı olan Ulus gazetesinin başyazarlığını üstlenmiştir. Bu gazetenin 1953 yılında kapanmasının ardından, 1955 yılına kadar Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerini çıkarmıştır. Başbakan Adnan Menderes'in isteği üzerine Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında görev almıştır. 1961 yılında CHP Milletvekili olarak yeniden TBMM'ye dönmüştür. CHP içinde İsmet İnönü'nün başlattığı "Ortanın Solu" hareketine katılmış, daha sonra CHP'den ayrılarak Cumhuriyetçi Güven Partisi'ni kuran Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu ile birlikte muhalefet etmiştir.

12 Mart 1971 Muhtırası'nın ardından, CHP'den ayrılması koşuluyla hükûmeti kurmakla görevlendirilmiştir. 26 Mart 1971'de kurduğu askerî cunta hükûmeti, 3 Aralık 1971'de istifa etmiştir. Yeniden hükûmeti kurmakla görevlendirilmiş ve kurduğu 34. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti 22 Mayıs 1972'ye kadar görevde kalmıştır. 1961 Anayasası'nın Türkiye için "lüks" olduğunu ifade etmiş ve 12 Mart Muhtırası'nı verenlerin direktifleri doğrultusunda Anayasa'nın 40 maddesinde değişiklikler yaptırmıştır. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın idam edilmesine kadar varan "Balyoz Harekâtı" olarak bilinen uygulamaları başlatması nedeniyle "Balyoz" lakabıyla anılmıştır. 1977'ye kadar Cumhuriyet Senatosu'nda Kontenjan Senatörü olarak görev yapmıştır.

Kamile Hanım (1911) ile evli olup, Işık Asım (1937) ve Ayşe Işıl Önalp (1940) adlı çocukları vardır.

Kıbrıs'la ilgili anı ve gözlemlerini "Bildiğim ve Gördüğüm Ölçüler İçinde Kıbrıs" adıyla 1975'te yayımlamıştır. Ölümünden sonra Yapı Kredi Yayınları tarafından "12 Mart Anıları" ve "Günlükler" adlı eserleri yayımlanmıştır.

15 Temmuz 1979'da evine patlayıcı madde atılan ve zarar görmeyen Nihat Erim, 19 Temmuz 1980'de İstanbul Maltepe Dragos'taki Deniz Kulübü'nün önünde Dev-Sol militanları tarafından düzenlenen suikast sonucu öldürülmüştür. Olay yerinde, "Faşist Gün Sazak'tan sonra faşist Erim’i de işkenceleri ve devrimcilerin katlini protesto için cezalandırdık. (Devrimci Sol)" yazılı bir bildiri bulunmuştur. Ölümü Türkiye çapında büyük yankı uyandırmış, Bülent Ecevit ve Alparslan Türkeş millî birlik çağrısında bulunmuş, basın büyük tepki göstermiştir.

22 Temmuz 1980'de düzenlenen cenaze töreninin ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Kaynak: Haber Merkezi