Sinop, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle adını duyuran bir şehir olarak birçok merakı beraberinde getiriyor. Sinop adı nereden geliyor? Sinop'un eski adı nedir? Bu merakların başında ise şüphesiz Sinop'un adının nereden geldiği ve geçmişteki isimleri geliyor. Sinop'un köklü tarihine ve etkileyici hikayesine doğru bir yolculuk yapmaya hazır mısınız? İşte, Sinop'un adının sırlı kökeni ve geçmişteki isimleri hakkında merak edilenler...

Sinop adı nereden geliyor?

Sinop'un adı, tarih boyunca farklı kaynaklarda geçmiş ve kökeni konusunda birçok görüş ileri sürülmüştür. İşte bu çeşitli söylentilerden ve yazılı görüşlerden bazıları:

  • Zeus'un Aşkı ve Tanrıça Sinope: Sinop'un adının kökenine dair bir efsane, Tanrılar Tanrısı Zeus'un, güzellikte bir kız olan Sinope'ye aşık olmasıyla başlar. Sinope, Zeus'un isteklerini reddeder ve ona dokunmamasını talep eder. Tanrılar Tanrısı, sözüne sadık kalır ve Sinope'yi sevdiği yer olan Karadeniz'in yemyeşil kıyılarına bırakır. (Yani bugünkü Sinop ilinin bulunduğu yer)
  • Hitit Dönemi ve Sinova Adı: Sinop'un ilk kez Hititçe "Sinova" adıyla anıldığı bilinmektedir.
  • Asurların Ay İlahı "Sin"den Türeme: Prof. Yusuf Kemal Tengirşenk'in eşi Nazlı Tengirşenk'e göre, Sinop adı Asurların ay ilahı olan "Sin"den gelmektedir.
  • Sinavur İsim İddiası: Bazı kaynaklar, Sinop adının ilk söylenişini "Sinavur" olarak ileri sürmektedir.
  • Skymnos'un Amazon Kraliçesi Sinope İddiası: M.Ö. 200 yıllarında yaşayan Skymnos'a göre, Sinop adı Amazon kraliçesi Sinope'den gelmektedir.
  • Farsça Köken İddiası: Sinop adının Farsça "Sine-i âb"den türemiş olabileceği, suyun göğsü anlamına geldiği iddia edilmektedir.

Yukarıda belirtilen görüşlere göre Sinop adında ortak harfler (S=I=N) bulunmaktadır. Ancak, farklı efsaneler ve tarihçiler tarafından öne sürülen bu teoriler arasında belirgin bir ortak görüş bulunmamaktadır.

Sinop, tarih boyunca Anadolu'nun kuzeyinde, İnce Burun-Boztepe Burnu berzahında Kale-Şehir olarak kurulmuş doğal bir liman durumundadır. İç limanı sakin deniziyle Güney Karadeniz'in önemli bir limanı olmuştur. Şehir, antik çağlardan itibaren ticaret ve tersane faaliyetleriyle ön plana çıkmış, Anadolu ile Kırım Yarımadası arasında deniz ticaretinde kilit bir rol oynamıştır.

Sinop, Bizans, Selçuklu, Candaroğlu ve Osmanlı yönetimlerinde askeri bir üs olarak da önem kazanmıştır. Ancak, Sinop Baskını (1853) sonrasında bu stratejik önemini kaybetmeye başlamıştır. Antik çağlarda yerli halkça kurulan Sinop, bir dizi söylenti ve tarihsel olayın ardından Miletuslular tarafından kolonileştirilmiştir. Bu zengin tarih, Sinop'u hem ticaret hem de kültürel yaşantı açısından zengin kılmıştır.

Kaynak: HABER MERKEZİ