Ulaşım tarihinde devrim niteliğinde bir icat olan raylı sistem, insanlığın ulaşım sorunlarına çözüm sunan önemli bir keşiftir. Bu benzersiz teknoloji, ilk kez 19. yüzyılın başlarında, İngiltere'de hayata geçirilmiş ve dünya ulaşımının geleceğini şekillendirmiştir. Raylı sistem, tarihe damgasını vurarak insanları daha hızlı, güvenilir ve etkili bir şekilde taşıma imkanı sunmuştur. Peki, bu devrim niteliğindeki icat olan raylı sistemi ilk kim buldu, Raylı sistem ne zaman icat edildi? İşte, ulaşımın dönüm noktası olan bu teknolojik gelişmenin temel detayları...

Raylı sistemi ilk kim buldu?

Demiryolu, raylar üzerinde bir veya birkaç lokomotif tarafından çekilen veya itilen vagonlardan oluşan etkili bir ulaşım aracıdır. Türkçe ve diğer dillerde kullanılan "tren" kelimesi, Latince "trahere" (çekmek) kökenli olan eski Fransızca "trahiner" kelimesinden türemiştir.

Trenin kökenleri vagon yolu'na kadar gitmektedir. Bu sistem, demiryolu rayları kullanıyor ve gücü atlı tramvay veya kablo demiryolu tarafından sağlanıyordu. Tren, dünyada ilk kez 1800'lerin başında İngiltere'de kullanılmaya başlanmıştır. İlk demiryolu denemelerinden biri, mühendis Richard Trevithick'in 1804'te inşa ettiği "Tram-Waggon" adlı buharlı lokomotifle gerçekleşti. Ancak, bu yeni ulaşım aracının yaygın kabul görmesi ve gelişmesi, George Stephenson'un liderliğindeki çalışmalara dayanmaktadır. Stephenson, 1825'te yolcu ve yük taşıyan ilk demiryolu taşımacılığını gerçekleştirdi.

Trenler, 1800'lerin sonlarından itibaren şehirlerde ve çevrelerinde büyük insan kitlelerini taşımak için kullanılan hızlı transit ve tramvaylarla birlikte yaygınlaştı. Tren hatları, Liverpool-Manchester hattının açılmasının ardından İngiltere'de hızla arttı ve 1831'de Amerika Birleşik Devletleri'nde, 1832'de Fransa'da, 1835'te Belçika ve Almanya'da, 1837'de Rusya'da ve 1848'de İspanya'da kullanılmaya başlandı.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, dizel lokomotif ve elektrikli lokomotifler buharın yerini almaya başladı. Ancak, otomobillerin ve kamyonların gelişmesiyle trenlerin pazar payı azaldı ve birçok demiryolu hattı terk edildi. 1960'larda inşa edilen yüksek hızlı demiryolu, arabalar ve uçaklarla rekabet etmeye başladı. Banliyö trenleri ve bölgesel trenler, hafif raylı sistemler gibi toplu taşıma alternatifleri olarak öne çıktı.

Son yıllarda, yüksek hızlı manyetik raylı tren (maglev) gibi deneysel trenler geliştirilmekte ve alternatif yakıtların kullanıldığı trenlerin araştırılması devam etmektedir. Bu gelişmeler, trenlerin ulaşım sektöründeki önemini ve çeşitliliğini artırmıştır

Raylı sistem Türkiye'ye kaç yılında geldi?

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki ilk demiryolu, 1860 yılında bir İngiliz şirketi tarafından inşa edilen İzmir-Aydın hattının bir bölümüdür. Bu tarihten sonra sırasıyla 1865'te İzmir-Kasaba, 1869-1877 yılları arasında Şark Demiryolları (Rumeli hattı) döşenmiştir. Demiryolu ağının genişlemesi devam etmiş; 1872'de Anadolu-Bağdat ve Cenup demiryolları, 1892'de Mudanya-Bursa, 1899'da Horasan-Sarıkamış ve Sarıkamış-Sınır hatları inşa edilmiştir. Bu süreç içinde, büyük demiryolları ağı oluşturmak amacıyla Amasya ve Samsun demiryolları da döşenmiştir. Cumhuriyet dönemi ise Türkiye'de en fazla demiryolu yapımına sahne olmuştur, bu dönemde demiryolu ağının büyük bir kısmı oluşturulmuştur.

Türkiye'de ilk demiryolunu kim yapmıştır?

İzmir-Aydın demiryolu hattı, 1 Temmuz 1866 tarihinde resmi olarak açıldı. Bu önemli demiryolu hattının yapımına ise 10 yıl önce, 1856 yılında Padişah Abdülmecid tarafından İngiliz girişimcilere izin verilmişti. İzmir'de o dönemde yoğun bir Avrupalı işadamı topluluğu oluşmuş, özellikle İngilizler ve Fransızlar bu projede etkili bir rol oynamıştı. Bu tarihi demiryolu hattı, dönemindeki önemli ulaşım projelerinden biri olarak İzmir'in ve çevresinin ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamıştır.

Kaynak: HABER MERKEZİ