Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na İzmir’de 2022 yılında 14 inşaat projesi için başvurulurken bu sayı geçen yıl 5’e bu yılın ilk 9 ayında ise 1’e indi. Bu yıl E-CED kapsamında yapılan tek başvuru ise Gaziemir’de bir kooperatif tarafından hayata geçirilecek olan 479 dairelik proje oldu. Artık büyük inşaat projelerinin başlamadığını, mevcut projelerin bile bir çoğunun durma noktasına geldiğini söyleyen İzmir İnşaat Malzemeleri İmalatçıları ve Satıcıları Esnaf Odası Başkanı Cumhur Taşdelen, “İnşaat firmaları risk almak yerine parasını banka faizine yatırıyor. Yaptığı projeyi banka kredi faiz oranları yüksek olduğu için satamayan firma borçlarını da ödeyemiyor ve piyasada 250 alt sektör çoğu günü tek bir kalem satış yapmadan kapatıyor. Firmalar böyle bir süreçte yatırım yapmak yerine parasını faize veya dövize yatırıp hiçbir sorunu düşünmeden gününü geçiriyor” dedi.
‘Hiç proje yok’
İnşaat sektöründeki fabrikaların üretimi azaltıp bant kapattığını belirten Taşdelen, “Şu anda Türkiye ve İzmir'de yeni başlayan proje hiç yok. Ruhsat sayıları azaldı, satışlar minimum seviyede. Dövizin de yükselmemesi sebebiyle fabrikalar da ihracat yapamadığı için üretimi kısmaya başladı. İnşaat malzemesinde satış fiyatları geçen seneyle aynı. Hatta bazı ürünlerin fiyatında gerilemeler bile var. Fayans, seramik satışları ise yerlerde sürünüyor. Borsa’daki inşaata yönelik üretim yapan firmalar bile zarar beyan ediyor” diye konuştu.
‘Can çekişiyor’
İnşaat firmalarının risk almak yerine parasını banka faizine yatırmayı tercih ettiğini vurgulayan Taşdelen, “Sadece firmalar değil yatırım amaçlı olarak konut almak isteyen vatandaş da konuta yeni vergilerin geleceğini duyup televizyonlarda da kiracılarla yaşanan sorunlara şahit olunca bu tür problemleri yaşamak yerine parasını daha fazla kazanacağı banka faizine yatırıyor. Böyle olunca ne inşaat yapılıyor ne de ev satılıyor. İnşaat sektörü can çekişiyor. 3-5 yıla kadar da kendini toparlayacağı görülmüyor. Toparlanması için bankaların kredi faizlerini düşürmesi şart. Çünkü vatandaş 3 milyon TL’ye alacağı daireyi kaça kiraya verebilir ki? Bunun yerine o parayı aylık 150 bin TL faiz getirisi olan bankaya yatırıyor” ifadelerini kullandı.
‘Müteahhit iş değiştiriyor’
İnşaat sektörünün oldukça zor bir dönemden geçtiğini belirten İzmir Ticaret Odası (İZTO) önceki dönem meclis üyesi İnşaat Mühendisi Levent Bendeş ise şöyle konuştu: “İnşaat yapım maliyetleri çok yüksek ve buna karşın vatandaşın alım gücü çok düşük. Şu anda birinci planda yatırımcı olan insanlar parasını bankada mevduata, dövize yatırmayı tercih ediyor. İkincisi de maliyet enflasyonu dediğimiz inşaatın maliyetinin yüksek olması, girdilerin yüksek olması satış değerini de yükseltiyor. Yani 100 TL’ye girdi maliyeti olan bir ürünü 110-115 TL’den aşağı satılmaz. Dolayısıyla bu girdilerin düşmesi gerekir yakın gelecekte bu mümkün görünmüyor. Bu durumun en az 2025’in ortasına kadar böyle süreceğini tahmin ediyoruz. Şu anda sektör çok kritik bir durumda ve artık keser sesi duyulmuyor. Hatta birçok müteahhit alan değiştiriyor. Parasını bu işlere ayırmak yerine farklı işlerde değerlendiriyor veya faize yatırıyor.”
2 yılda yüzde 80 azaldı
Proje ve danışmanlık yapanların yanlarında bir personel çalıştırmakta bile zorlanmaya başladığını dile getiren Levent Bendeş, “Çünkü gerçekten iş yok. Alınan işlerin ruhsatları da belediyelerden çok uzun vadede alındığı için de sıkıntılı. Ortalama bir inşaat proje bürosu ayda 2 iş alması gerekirken bu 6 ayda 2 işe düştü. Yılda 3-4 işe denk geliyor düştü. Birçok proje bürosu kapatmaya başladı. İzmir’de işler ortalama yüzde 40-50 aralığına indi. Son 2-3 senede ise yüzde 80 civarında bir düşüşten söz edebiliriz. Şu anda yatırımcı yatırım yapmazsa sektör yürümez. Yatırımcının en önemli kaynağı alıcı. Alıcı da ortada yok. Banka faizleri düşmediği sürece nakit parası varsa bankada değerlendiriyor. Şu anda Türkiye’nin lokomotif sektörü olan inşaat dar boğazda” dedi.