Karanlık bir perde altında gizlenen Karadedeler Olayı, meraklıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Peki, bu olayın ne olduğunu merak ediyor musunuz? O zaman doğru yerdesiniz! Karadedeler Olayı nedir, nasıl başladı ve kimlerin başrolde olduğunu öğrenmek için bu yazının devamını okuyun. Sırların ve oyuncuların dünyasına giriş yapmaya hazır mısınız?
Karadedeler Olayı nedir?
Karadedeler Olayı, 16 Eylül 2011'de Türkiye'de vizyona giren ilginç bir gerilim, gizem ve korku filmidir. Bu film, yönetmenliğini Bağbakan Kardeşler'in üstlendiği ve Pra Films tarafından yapımcılığı üstlenilen bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Başrol oyuncusu olarak Saim Karakale'nin yer aldığı bu film, Türk sinemasının farklı bir türünde dikkat çekiyor. Karadedeler Olayı'nın ilginç yanı, hikayesi ve çekim tarzıyla Blair Witch Project ve Paranormal Activity gibi yapımlara benzerlik göstermesidir. Film, 1989 yılında çekilen amatör videoların bir araya getirilerek oluşturulduğu bir belgesel formatında sunuluyor. Yani bu yapımcılar, filmi bir kurgu değil, adeta bir belgesel gibi sunmayı tercih etmişlerdir.
Filmin hazırlık aşaması oldukça dikkat çekicidir. 2009 yılında, film ekibinin eline geçen bilgiler, belgeler ve üç adet VHS kasetin incelenmesiyle bu çalışma ortaya çıkmıştır. 2011 yılında ise film hakkında kamuoyuna bilgi verilmeye başlanmış ve sinemalarda gösterilen fragmanlarda vizyon tarihleri defalarca değiştirilmiştir. Sonunda, 10 Ağustos 2011 tarihinde resmi bir açıklama ile film projesinin ağustos ayında tamamlanacağı ve 16 Eylül 2011'de vizyona gireceği duyurulmuştur.
Karadedeler Olayı konusu ne?
Filmin konusu, 1989 yılının ocak ayında meydana geldiği iddia edilen bir olayı ele almaktadır. Bu olayın, K... ilinin L... ilçesinin D... köyünde yaşandığı söylenmektedir. Köy halkı, hava karardıktan sonra cinî varlıklar gördüklerini iddia etmiş ve korkuyla sokaklara çıkamaz hale gelmiştir. Bu olay, o dönemin gazetelerinde küçük parçalar halinde yayımlanmıştır.
Olay, genç bir gazeteci olan H. B.'nin dikkatini çekmiş ve olayı araştırmak için D... köyüne gitmiştir. Köyde geçirdiği on bir gün boyunca köylülerle röportajlar yapmış ve bu röportajları kayda almıştır. Ancak ilginçtir ki, H. B. köyde herhangi bir anormal olay yaşamamıştır. Köyden ayrılmaya karar vermiş, ancak köylülerin ısrarı üzerine kamerasını köydeki bir çocuğa bırakmıştır. Çocuk, köyde olağandışı bir şey olursa kamerayla kaydetmeyi ve kasetleri gazeteciye vermekle görevlendirilmiştir.
Ancak H. B. köyden ayrıldıktan üç gün sonra gece vakti dört sivil giyimli jandarma tarafından İstanbul'daki evinden alınmış ve çektiği kasetlerle birlikte L... ilçesinin jandarma komutanlığına götürülmüştür. Jandarma Komutanı Kıdemli Yüzbaşı A. S. tarafından sorgulanan H. B., kamera ile kaydedilen sorgunun nedeni olarak köydeki üç evde yaşayan yedi kişinin kısmen parçalanarak öldürülmesi ve bir evin duvarına Arap alfabesi ile H. B.'nin isminin kan kullanılarak yazılması olayını göstermiştir. Bu olayın ardından cenazeler, sadece köylülerin ve jandarmanın katılımıyla gizlice köy mezarlığına defnedilmiş ve köylülerin birçoğu köyü terk etmiştir. H. B. sorgulandıktan sonra serbest bırakılmış, ancak kendisi bir daha bulunamamıştır. Onun giysileri, botları, not defteri ve kişisel eşyaları ise bir ormanda bulunmuştur.
Yüzbaşı A. S., bu olaydan bir yıl sonra eşinden boşanmış ve psikolojik sorunlar nedeniyle malulen emekli olmuştur. Aynı yıl İstanbul'a yerleşmiş ve tedavi görmeye başlamıştır. 2006 yılında intihar etmiştir. Yüzbaşının kızı S. F., babasının ölümünden sonra keşfettiği özel kasasında üç zarf bulmuştur. Bu zarfların birinde siyah beyaz fotoğraflar, diğer ikisinde ise kayıp gazeteci H. B.'ye ait bir not defteri, 1989 yılına ait gazete kupürleri ve üç adet video kaset bulunmaktadır. Bu kasetlerin üzerinde sadece "Karadedeler Olayı 1989" yazmaktadır.
Karadedeler Olayı oyuncuları kimler?
Filmin oyuncuları konusunda yapılan resmi açıklamalar, filmde oyuncu olmadığı ve görünen kişilerin gerçek olayı yaşayan kişiler olduğu yönündedir. Bu nedenle, filmdeki karakterlerin tamamı gerçek kişilerdir. Filmin geçtiği yer ise sansürlenmiş olarak verilmiştir. Ancak incelenen gazete kupürleri ve sansürlenen karakter sayısı göz önüne alındığında, olayın Kırklareli ilinin Lüleburgaz ilçesine bağlı Davutlu köyünde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Ancak bu bilgi kesin olarak doğrulanmamıştır.
