Leyla Güven'in kimliği ve cezaevinde olma sebepleri, kullanıcıların dikkatini çeken önemli bir konu haline geldi. Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyesi olan Leyla Güven'in hayatı ve siyasi mücadelesi, Türkiye'deki demokratik süreçler ve insan hakları konularında derin bir anlayış geliştirmemizi sağlayabilir. Şimdi, merak edilen soruların yanıtlarını ararken Leyla Güven'in hikayesine birlikte yakından bakalım.

Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyesi Leyla Güven kimdir?

Konya'nın Cihanbeyli ilçesinde 6 Mayıs 1964'te doğan Leyla Güven, Türkiye siyaset sahnesinde önemli bir figür olarak tanınıyor. Ortaokul eğitimini tamamladıktan sonra Meslek Yüksek Okulu'ndan mezun olan Güven, ailesinin Almanya'ya taşınmasıyla gençlik yıllarını Almanya'da geçirdi. Türkiye'ye dönüşünden sonra Halkın Demokrasi Partisi Konya İl Yönetim Kurulu üyesi olarak siyasete adım atan Güven, ardından HADEP ve Demokratik Toplum Partisi gibi çeşitli görevlerde bulundu.

Siyasi kariyeri boyunca birçok defa tutuklanan ve hapsedilen Güven, mücadelesini sürdürdü. Sosyaldemokrat Halk Partisi'nden Seyhan ilçesi belediye başkanı seçilen Güven, daha sonra Demokratik Toplum Partisi'nden Viranşehir ilçesi belediye başkanlığı görevine getirildi.

Ancak siyasi faaliyetleri sadece yerel düzeyde değil, uluslararası arenada da dikkat çekti. ROJ TV'nin Danimarka Başbakanına gönderdiği dilekçenin imzacıları arasında yer alan Güven, Türkiye'deki Kürt sorununun barışçıl çözümü için çağrı yapan bir bildirinin de imzacılarından biriydi.

Ancak siyasi faaliyetleri onu sık sık hukuksal sorunlarla karşı karşıya bıraktı. 2009 yılında Kürt siyasetçilere yönelik gerçekleştirilen bir operasyon kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan Güven, bu süreçte Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg'in de ziyaret ettiği bir isim oldu. Ancak 2014 yılında serbest bırakıldıktan sonra siyasi faaliyetlerine devam etti.

Leyla Güven neden cezaevinde?

2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin'de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı'nı eleştirdiği için gözaltına alınan ve ardından tutuklanan Güven, bu kez milletvekili olarak seçildiği Hakkari'den görevine devam etti. Ancak dokunulmazlığı olmasına rağmen hakkında yürütülen soruşturmalar nedeniyle bir süre tutuklu kaldı.

Güven, siyasi mücadelesini açlık grevleri ve uluslararası dayanışma kampanyalarıyla da sürdürdü. 2019 yılında serbest bırakıldıktan sonra parlamentoya girerek siyasi kariyerine devam etti.

Yargıtay, Eylül 2019'da KCK davasında verilen altı yıl üç aydan fazla hapis cezasını onayladı. Ancak, milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle tutuklanmadı. HDP'li belediye başkanlarının görevden alınmasına karşı çıkarak destek verdi. Aynı zamanda, 2019'dan beri terör propagandası yapmakla suçlanıyor, özellikle de Barış Pınarı Harekâtı sırasında "Rojava'daki savaşa karşı sesinizi yükseltin" açıklaması nedeniyle. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) bu kovuşturmayı kınayarak Türk makamlarının Birleşmiş Milletler tarafından sağlanan insan hakları standartlarına uymasını talep etti.

4 Haziran 2020'de, HDP'li siyasetçi Musa Farisoğulları ve Cumhuriyet Halk Partili (CHP) siyasetçi Enis Berberoğlu ile birlikte milletvekillikleri düşürüldü ve daha sonra eski mahkûmiyetleri nedeniyle tutuklandılar. Ancak, 9 Haziran'da, cezalarının tahliyesini mümkün kılacak şekilde uyarlanmasıyla serbest bırakıldılar. 21 Aralık 2020'de, örgüt yöneticisi olmak suçlamasıyla 22 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Güven tutuklanarak Diyarbakır Kadın Cezaevine gönderildi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, 17 Mart 2021 tarihinde kendisi ve diğer 866 HDP'li siyasetçi için Anayasa Mahkemesinde dava açarak beş yıl siyaset yasağı talep etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ