Çorum'da geçmişin izlerini taşıyan birçok hikaye ve efsane, şehrin tarihi ve kültürel dokusunu şekillendiriyor. Bu hikayeler, zamanla anlatıldıkça derinleşen ve şehrin yaşayan bir parçası haline gelen öykülerdir. Çorum'un mistik atmosferini ve geçmişine dair merak uyandıran pek çok detayı barındıran bu efsaneler, yerel halkın ve araştırmacıların ilgisini çekiyor. Şehrin dokusunu oluşturan bu unsurlar, geçmişle bugün arasında köprüler kurarak, kültürel mirasın aktarılmasında önemli bir rol oynuyor. Bu yazıda, Çorum'daki yılların eskitemediği ve şehrin karakterini belirleyen bu efsaneler ve hikayeler üzerinde duracağız.
Erenler Tepesi Efsanesi: Kırk Taşın Hüzünlü Hikayesi
İskilip ilçesinin Erenler Tepesi, bir zamanlar savaşın gölgesinde kırk genç kızın dramatik hikayesine sahne oldu. Savaş döneminde ilçeden ayrılan tüm erkeklerin geride bıraktığı kadınlar ve genç kızlar, düşmanın yaklaştığını öğrenince Erenler Tepesi'ne kaçarlar. Ancak takip edilen genç kızlar, tepeye vardıklarında kaçacak yerleri olmadığını anlar. Duaları kabul olan genç kızlar, düşmanın ellerine düşmek yerine taşa dönüşürler. Günümüzde, bu kırk taşın kaybolmasının nedeni, asfalt malzemesi çıkarmak için kurulan taş ocağının faaliyetleri sırasında kayaların yerinden kayarak kaybolmasıdır.
Koyun Baba Efsanesi: Seyit Ali'nin Mucizeleri
Çorum'un efsanevi figürlerinden biri olan Koyun Baba, asıl adıyla Seyit Ali, peygamber soyundan geldiği söylenen bir ermiştir. Osmancık'a yerleşen Koyun Baba'nın, sahip olduğu kırk kuzu ve üç köpeğiyle çevresinde sürdürdüğü hayat, onu yörede saygın bir figür haline getirir. Bir gün Bağdat Kadısı'nın şikayeti üzerine Padişah'ın huzuruna çıkan Koyun Baba, köpeklerinin helal ve haramı ayırt etme becerisiyle herkesi şaşırtır. Padişah'ın ödül olarak verdiği Sarıalan ve Saltukalan'ın köpeklerine yallık olarak verilmesi, Koyun Baba'nın ermişliğini pekiştirir.
Binek Taşı Efsanesi: Aşkın Taşa Dönüşen Hikayesi
Çorum'dan derlenmiş bir başka efsane olan Binek Taşı, aşkın ve fedakarlığın dokunaklı bir hikayesini anlatır. Bir genç adam, sevdiği kızın kendisine verilmemesi üzerine, kervanın geçeceği yerde oturur ve atların eyerlerini çekmeye karar verir. Ancak, sevdiğinin başka birine verileceğini öğrenince üzengi ve binek taşı üzerinden dua eder. Bu dua, sevgilisiyle birlikte taşa dönüşmelerine neden olur, ve herkes büyük bir şaşkınlık içinde bu aşkın efsaneleştiği anı izler.
