Dizi, Channel 4 tarafından yayınlanan ilk iki sezonunun ardından Netflix tarafından satın alınarak platformda devam etti. Bu geçişle birlikte diziye yöneltilen eleştiriler, özellikle dizinin tonunun değiştiği ve kalitesinin düştüğü yönündeydi.
Charlie Brooker, bu eleştirilere karşı şu şekilde cevap verdi: "Aldığımız eleştirilerden biri, 'İngiliz olduğu ve her şeyin perişan olduğu, herkesin mutsuz olduğu zamanları tercih ederim. Sonra iş Netflix'e gitti ve birden her şey güneşli ve mutlu oldu, herkesin harika dişleri var, Hollywood yıldızlarıyla dolu ve bu avantajını kaybetti' şeklindeydi."
Brooker, eleştirileri kabul ettiğini ve anladığını ifade ederken, diziye uluslararası bir boyut eklemek istediklerini ve bu nedenle hikayelerin daha geniş bir izleyici kitlesi tarafından anlaşılabilir olması gerektiğini belirtti. Yaratıcı, daha önceki karanlık temalarından uzaklaşarak daha çeşitli hikayeler anlatmayı amaçladıklarını ifade etti.
Ayrıca, yapay zeka (AI) ile ilgili deneyler yaptığını da açıklayan Brooker, ChatGPT gibi AI sistemlerine Black Mirror tarzında bir hikaye taslağı oluşturmayı denediğini söyledi. Ancak bu denemenin başlangıcında korku ve dehşet yarattığını ancak daha sonra sıkıcı bir hal aldığını belirtti.
Charlie Brooker'ın açıklamaları, Black Mirror'ın dizi dünyasındaki evrimini ve eleştirilere karşı nasıl yaklaştığını gösteriyor. Dizi, teknoloji ve insan doğası üzerine derinlemesine hikayeler anlatma geleneğini sürdürmeye devam ediyor, ancak Netflix ile daha geniş bir izleyici kitlesiyle buluşuyor.
