Bartın sıra dışı doğası ve tarihi ile pek çok efsaneye ev sahipliği yapmaktadır. Bu efsaneler arasında özellikle Hasan Dede ve Ulukaya Şelalesi'nin yer aldığı birçok hikaye, şehrin mistik havasını ve kültürel derinliğini yansıtmaktadır. Bartın'ın gizemli atmosferi ve doğal güzellikleri, bu efsanelerin derinliklerine inmeye davet ediyor. Hasan Dede'nin izlerini sürmek ve Ulukaya Şelalesi'nin gizemini çözmek, Bartın'ın zengin kültürel mirasını keşfetmek için önemli bir adımdır. Bu yazıda, Bartın'ın bu sıra dışı şehir efsaneleri olan Hasan Dede ve Ulukaya Şelalesi'nin detaylı bir şekilde incelenmesi ve anlatılması amaçlanmaktadır.

Hasan Dede Efsanesi: Bartın'ın Ahşap Mabedi

Bartın'ın tarih kokan sokaklarında dolaşırken, Hasan Dede Camisi'nin eşsiz mimarisi dikkatinizi çeker. Cami, ahşap bir yapı olup, günümüze kusursuz bir şekilde ulaşmıştır. Caminin yapılış tarihi, Osmanlı Devleti'nin bu bölgeye hakim olmadan önce, Candaroğulları Beylik Dönemi'ne, yani M.1300 veya 1310 senelerine dayanmaktadır.

Efsaneye göre, caminin yapımı için Demirci Hasan Baba'nın çabaları büyük önem taşımaktadır. Hasan Baba, Zeyni Dervişan'dan gelmiş bir derviştir ve camiyi inşa etmek için halktan yardım istemiştir. Ancak başlangıçta, çevredeki Türkler Hasan Baba'nın sözlerine pek kulak asmamışlardır. Ancak her gün, kerestelik ağaçlar cami yapılacak yere birer ikişer gelmeye başlamıştır. Başlangıçta bu durumu umursamayanlar, dervişin dağdan kestiği keresteleri öküzlerine çekerek getirdiğini düşünerek, öküzleri çalmaya karar vermişlerdir.

Ancak bir gün pusuya yatan bir grup, dervişi gözetleyerek gördükleri manzara karşısında pişmanlık duymuşlardır. Derviş, öküz yerine sığın geyikleri kullanarak keresteleri çekiyormuş. Bu olay, halkın yardıma koşmasını sağlamış ve Hasan Dede Camisi'nin inşaatı imece usulüyle tamamlanmıştır. Bu olayın ardından, caminin yapımında kullanılan unun yılan ağzından akması efsanesi de şehirde dilden dile dolaşmıştır.

Ulukaya Şelalesi Efsanesi: Aşk Acısını Gideren Doğal Şifa

Bartın'ın doğal güzelliklerinden biri olan Ulukaya Şelalesi, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bir efsaneye de ev sahipliği yapıyor. Hikaye, uzun boylu ve iri vücutlu Selamnos ile güzellikleriyle ünlü Hera'nın aşkına dayanmaktadır.

Selamnos, Hera'ya aşık olmuş ve onunla evlenmiştir. Ancak zamanla geçen rahatsızlığı nedeniyle zayıflayan ve çirkinleşen Selamnos, eşinin sevgisini kaybetmiş ve sürekli olarak Hera'dan uzak durmuştur. Üzgün bir şekilde Ulukaya'nın zirvesine çıkan Selamnos, kendini boşluğa bırakarak aşk acısına son vermeye karar verir.

Aşk tanrısı Eros'un müdahalesiyle Selamnos'un bedeni şelaleye dönüşür ve su kutsanır. Efsaneye göre, şelaleden su içen, mendilini ıslatan veya yüzünü yıkayan kişiler, Selamnos'un aşk acısından arınabilirler. Bu mistik inanış, Ulukaya Şelalesi'ni ziyaret edenler arasında aşk acısını hafifletme amacıyla popüler bir ritüel haline gelmiştir.

Kaynak: Haber Merkezi