Klinik Psikolog Sinem Özdener, ilişkilerde yaşanan sorunların temelinde yatan faktörlerden birinin 'bağlanma stili' olabileceğine dikkat çekti. Özdener, bağlanma stillerinin küçük yaşlarda şekillenmeye başlasa da sonradan değiştirilebileceğini belirtti. Özdener, "İlişkilerimizdeki dürtüler, düşünceler ve davranış kalıpları bağlanma stilimizi oluşturuyor. Erken çocukluk döneminde kurulan ilişkiler, yetişkinlikteki sosyal ilişkilerimizin temelini oluşturuyor" dedi.
TEMELİ ERKEN YAŞLARDA ATILIYOR
Özdener, bağlanma stilinin temellerinin erken yaşlarda atılsa da daha sonraki yaşlarda değiştirilebileceğini vurgulayarak, kişinin öz farkındalığını artırarak ve sorunlarını tanımlayarak çeşitli çözümler üretebileceğini ifade etti. Bağlanma stilinin gelişimini anlamak ve önemli ilişkilerdeki düşünce ve davranışlarımızı etkileyen unsurları öğrenmekle işe başlanabileceğini belirten Özdener, "Bağlanma teorisine göre, insanların sağlam ilişkiler geliştirmesi ve sürdürebilmesi, üreme ve hayatta kalma açısından büyük önem taşır. İnsanın ait olma ihtiyacı doğuştan gelir ve bu ihtiyaç, ilişkilerdeki davranışlarımızın ve eylemlerimizin temelini oluşturur" şeklinde konuştu.
İŞTE BAĞLANMA STİLLERİ
Psikolog Sinem Özdener, güvenli ve güvensiz bağlanma stillerini açıkladı. Güvensiz bağlanma stilleri arasında kaygılı bağlanma stili ve kaçıngan bağlanma stili olduğunu belirten Özdener, karmaşık bağlanma stiline de değindi. Güvenli bağlanma stiline sahip kişilerin ise güvenip güvenilmesi konusunda kaygı duymadıklarını ve duygularını rahatça ifade edebildiklerini ifade etti.
Özdener, güvensiz bağlanma stillerinin, sürdürülebilir ve sağlıklı ilişkiler kurmada engel oluşturabileceğini belirtirken, güvenli bağlanma stilinin tam tersi özellikler gösterdiğini sözlerine ekledi. Güvenli bağlanma stiline sahip kişilerin kendilerine ve başkalarına karşı olumlu bir bakış açısına sahip olduklarını vurgulayan Özdener, güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin ilişkilerinde daha sağlıklı ve dengeli bir tutum sergilediklerini ifade etti.