Günümüzde birçok kişi, farklı bir boyuta geçiş yaparak ruhsal deneyimler yaşama arzusuyla astral seyahate ilgi duyuyor. Peki, Astral seyahat nasıl yapılır? Astral seyahat yapmak günah mı? sorularının yanıtını merak ediyorsanız detaylı cevaplarını haberimizde bulabilirsiniz...

Astral seyahat nasıl yapılır?

Astral seyahati gerçekleştirmenin ilk ve en önemli şartı, vücudu serbest bırakmak ve rahat olmaktır. Bu yolculuğa odaklanmak için sessiz bir ortam seçmek ve dikkatinizi astral seyahate vermek önemlidir. Gürültülü ve rahatsız edici bir ortamda veya dikkatinizi dağıtan bir durumda astral seyahat gerçekleşmesi zorlaşabilir.

Astral seyahatin gerçekleşmesini engelleyebilecek korku, endişe ve panik gibi duyguları da kontrol etmek gerekir. Bu duygular odaklanmanızı olumsuz etkileyebilir ve astral seyahate çıkma şansınızı azaltabilir.

Sessiz ve rahat bir ortam oluşturduktan sonra gözlerinizi kapatıp karanlığa odaklanmalısınız. Kendinizi yukarı çeken bir güç olduğunu hayal edin. Bu süreçte kalp atışınız hızlanabilir ve kulaklarınız çınlamaya başlayabilir. Bu belirtileri sakin bir şekilde karşılamalı ve odaklanmaya devam etmelisiniz. Aksi takdirde astral seyahat gerçekleşmeyebilir.

Astral seyahat, ruhun canlıyken bedenden ayrılarak başka bir yere gitmesi olarak bilinir. Hem uyku halinde hem de uyanıkken gerçekleşebilir ve bilinçli ya da bilinçsiz olabilir. Bu seyahat şekli parapsikolojik bir kavramdır ve çok eski çağlardan beri var olduğuna inanılmaktadır.

Astral seyahati daha iyi anlamak için lucid dream kavramını da öğrenmek önemlidir. Lucid dream, rüyayı kontrol etme sanatı olarak bilinir ve astral seyahatin ilk evresi olarak kabul edilir.

Astral seyahat, ruhun bedenden kısa bir süre için ayrılarak farklı bir boyuta taşındığı bir deneyimdir. Fiziksel ve bedensel bir seyahat değildir. Ruhun bedenden ayrılarak ülkeler arası ve hatta gezegenler arası yolculuk yapabileceği düşünülür.

Astral seyahatin mantığında bilinçli bir uyku hali vardır. Yani uykuya dalarken değil, uyanıkken bu deneyimi yaşamak mümkündür. Ruh, bedenle ilişkisini tamamen kesmeden başka bir yere gitmek mümkündür. Fiziksel engeller, duvarlar veya kapılar bu seyahati engelleyemez. Rüya görmekten farkı, rüyada bilinciniz kapalıyken, astral seyahatte bilinciniz açıktır.

Astral Seyahate Hazırlık

The Monroe Institute kurucusu Robert Monroe, astral seyahatin nasıl yapılması gerektiğini "Bedenin Dışına Yolculuk" adlı çalışmasında anlatmıştır. Bu çalışmada yer alan adımlar şunlardır:

  • Fiziksel ve zihinsel olarak rahatlamak.
  • Hipnoagogik duruma girmek veya yarı uykuya dalma.
  • Fiziksel duyum üzerinde zihinsel duyuma öncelik tanımak.
  • Ortamda belirgin bir titreşimin olmasına dikkat etmek.
  • Titreşimi fiziksel olarak bedene uygulamak ve rahatlamak.
  • Gövdeyi ve uzuvları terk etme düşüncesine odaklanmak.

Astral seyahat yapmak günah mı?

Astral seyahat denilen olayı, ruh beden ilişkisi, uyku ve rüyalar bağlamında değerlendirmek gerekir. Kadim insanlık tarihinden beri, ruh beden ilişkisi, insanın uykuda durumu ve rüyalar felsefi ve dini akımların konusu olmuştur. Ancak, bu ilişkinin mahiyeti hakkında kesin bir yargıya varılamamıştır. Kur'an-ı Kerim'de İsra suresi 85. ayette, "Ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: 'Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.'" buyurularak bu konunun tam anlamıyla kavranamayacağına işaret edilmiştir.

İnsan şuurunun fiziki bedeninin dışına yansıması veya diğer bir tanımla, şuurluluk alanının genişleyerek beden dışına taşma olayı olarak isimlendirilen "Astral Seyahat" veya "Şuur Projeksiyonu" ise ruh beden ilişkisine bağlı olarak felsefi ve tasavvufi-mistik akımların önemli bir konusudur. Bu hususu Hz. Peygamber'in İsra ve Miraç hadisesi bağlamında da değerlendirmek mümkündür. Hz. Peygamber'in bu olayı bedenen mi yoksa ruhen mi, ya da rüyada mı yaşadığı konusunda farklı rivayetler söz konusudur. Bu durum, ruhun bedenden ayrılıp ötelere gitmesi konusunda kesin bir yargıya varılamayacağını gösterir. Yine Kur'an'da Zümer suresi 42. ayette şöyle buyurulur: "Allah (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır." Bu ayet, astral seyahatin uykuyla ilgili bir hadise olduğuna işaret eder. Ancak, uyku ölüme benzetildiğinden, uyku halinde sorumluluk düşer ve rüyada görülenlere bağlı olarak amel edilmez. Dolayısıyla, ruh beden ilişkisi veya insanın manen seyahat etmesi mistik gizemini her zaman korumuştur.

İslam dinine göre, insanın geleceği bilemez, gelecekten haber veremez. Ancak, bilimsel veriler ve olaylardan yola çıkarak gelecek hakkında tahmin yürütülebilir ve bu veriler ışığında tedbir alınabilir. İlm-i Nücüm da denilen Astronomi ilmi, İslam İlimleri arasında önemli bir yer tutar. Ancak, İslam Dini açısından astroloji ilmi, olması gereken üzerinde durmalıdır. Kahinlik yapmak yoluyla insanların ve dünyanın geleceği hakkında konuşup hüküm vermek İslam Dini tarafından reddedilir. Müslüman bir kimse medyumlara, fala ve kahinlere itibar etmemelidir. İslam Dini, insana akıl ve iradesini kullanarak sebep sonuç ilişkisine göre hareket etmenin en doğru davranış şekli olduğunu bildirir.

İnsanın kabiliyet ve melekeleri, eşyanın hakikatini ve fizik ötesi alemi tam anlamıyla idrak etmeye müsait değildir. İnsana düşen, öncelikle kendini ve içinde yaşadığı kainatı anlamaya yönelik olmalıdır. İnsan ilmi araştırmaya konu olarak enfüsî (kendisindeki) ve afakî (evrendeki) delillere müracaat etmelidir. Bu bağlamda, insanın yaratılışından getirdiği tecessüsle kendi varlığı ve kainat üzerinde araştırmaya yönelmesi ilahi iradenin de arzu ettiği bir husustur. İnsanın iradî olarak gerçekleştirdiği astral seyahatlerin ise ibadet vasıtasıyla nefs-i emaresini terbiye etmek ve ruhunu terakki ettirmek amacıyla olması, sünnete uygun ve selametli bir yoldur.

Kaynak: Haber Merkezi