25 Nisan Dünya Sıtma Günü, sıtma ile ilgili farkındalık oluşturmak için her yıl kutlanan bir gündür. Peki, bu hastalık nedir ve nereden gelir? Sıtma, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde görülen, parazitler tarafından yayılan bir enfeksiyon hastalığıdır. Ancak, sıtmanın kökenleri günümüzden binlerce yıl öncesine dayanır. 25 Nisan Dünya Sıtma Günü nedir? ve Sıtma ilk nerede çıktı? İnsanlık tarihinde ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktı? Bu soruların yanıtları, sıtma üzerine düşünmemizi sağlayacak önemli noktalardır. İşte detaylar haberimizde...

25 Nisan Dünya Sıtma Günü nedir?

25 Nisan, sıradan bir gün değil; çünkü bu gün, küresel sağlık arenasında önemli bir tehdit olan sıtma hastalığına karşı farkındalığı artırmak ve mücadeleyi teşvik etmek için ayrılmış Dünya Sıtma Günü.

Sıtma: Parazitlerin neden olduğu ve sivrisinek ısırıklarıyla bulaşan bir hastalık olan sıtma, özellikle Afrika, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika'da yaygın olarak görülüyor ve her yıl milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atıyor.

Sıtmanın Belirtileri ve Önlemler

Belirtiler

  • Ateş
  • Baş ağrısı
  • Titreme
  • Kas ağrısı
  • Yorgunluk
  • Mide bulantısı ve kusma
  • İshal

Önlemler: Sivrisinek ısırıklarından korunmak için sivrisinek kovucu ve cibinlik kullanmak önemlidir. Sıtma riski taşıyan bölgelere seyahat edenler, seyahat öncesi ve sırasında koruyucu ilaç almalıdır. Sıtma belirtileri yaşayan kişiler derhal tıbbi yardım almalıdır.

Dünya Sıtma Günü'nde Neler Yapılabilir?

Çevremizdeki insanlarla sıtma hakkında konuşarak bilgi edinebilir ve farkındalığı artırabiliriz. Sıtma ile mücadele eden kuruluşlara bağış yapabilir veya gönüllü olarak çalışabiliriz. Sıtma riski altındaki bölgelerde yaşayan insanlara sivrisinek kovucu ve cibinlik gibi temel ihtiyaçları sağlayabiliriz.

Sıtma ilk nerede çıktı?

Türkçe'de "ısıtmak" anlamına gelen "sıtma", dünya genelinde "malaria" olarak bilinirken, aynı zamanda "paludismus", "remitten fever" ve "wechsel fieber" gibi farklı isimlerle de anılmaktadır. Hastalığın kökeni ve adının kaynağına dair birçok teori bulunmaktadır.

Hastalık, tarihte ilk defa Antik Mısırlılar tarafından belgelenmiştir. MÖ 460-370 yıllarında yaşamış olan Hipokrat, bataklık bölgelerde tekrarlayan ateş ve dalak büyümesi gibi belirtiler gösteren bir hastalığı tanımlamış ve bu hastalığın dört farklı şekilde görülebileceğini belirtmiştir.

Sıtmanın Keşfi ve Tarihsel Yayılımı

Sıtmanın etkeni keşfedilmeden önce, özellikle bataklık ve sulak alanlarda sıkça görülmesi nedeniyle, hastalığın akşamleyin bataklıklardan yayılan zehirli gazların veya kokuların solunmasıyla meydana geldiği düşünülmekteydi. İtalyan hekim Francesco Torti, bu nedenle hastalığa "malaria" adını vermiştir, ki bu kelime İtalyanca'da "kötü hava" anlamına gelmektedir.

Sıtmanın sivrisinekler aracılığıyla bulaştığı 1894'te keşfedilmesine rağmen, "malaria" terimi kullanılmaya devam etmiştir. Tarih boyunca kitlesel ölümlere neden olan sıtma, günümüzde de ciddi bir sağlık tehdidi olmaya devam etmektedir.

Küresel Tehdit ve Mücadele

I. Dünya Savaşı'ndan sonra Rusya'da 5 milyon sıtma hastası olduğu ve bunlardan 60.000'inin hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Seylan'da 1934'te ise 3 milyon sıtma hastasından 100.000'i yaşamını yitirmiştir. Amerika'daki ilk salgın 1938'de Brezilya'da görülmüş ve 100.000 hastadan 14.000'ü hayatını kaybetmiştir.

Bölgesel olarak yaygın olan sıtma, özellikle 45 derece kuzey ve 40 derece güney enlemleri arasındaki tropik ve subtropik bölgelerde yoğunlaşmaktadır. Afrika'da her yüz çocuktan onunun ölüm sebebi olan sıtma, Türkiye'de de ciddi bir sağlık sorunu olup sürekli mücadele edilmektedir. Günümüzde Türkiye'de yaygın olmasa da, değişen iklim koşulları ve çevre kirliliği gibi faktörler nedeniyle sıtmanın ileride etkili olabileceği potansiyeli bulunmaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi